Her yıl 1 milyonu aşkın yeni doğumun olduğu ülkemizde, ‘anne-bebek ve çocuk ürünleri’ ekonomisi de büyümeye devam ediyor. Bebek bezinden mama sandalyesine, tekstilden mobilyaya kadar birçok alanı kapsayan sektörün, 2023’te dünyada toplam 200 milyar dolar büyüklüğü aşması bekleniyor. Sektörün temsilcileri ise 7-10 Aralık tarihleri arasında 40. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı’ında buluşmak için hazırlanıyor.
HER YIL BÜYÜYOR
Bebek ve çocuk tekstil ürünleri, bebek bakımı, mobilya, ev tekstili, araç-gereç ve oyuncak sektörüne yönelik birçok ürün sergilenecek. Türkiye’nin ihracat, kapasite ve kalite gücünün her anlamda temsil edildiği sektörün lider fuarı ‘Büyük fuar, büyük ticaret’ sloganıyla pazar potansiyeline yön veriyor. 42 bin metrekarelik fuar alanıyla her yıl büyüyen dev organizasyon, İstanbul Fuar Merkezi’nin 1-2-4 ve 8 numaralı hollerinde gerçekleşecek.
YENİ SEZON TANITIMI
4 gün sürecek olan fuar da; bebek, çocuk taşıma ve güvenlik araç gereçleri, bebek bakımı ve beslenmesi, oyuncak ve bisiklet, anne, bebek, çocuk, genç tekstil ve aksesuvarlarıyla mobilya ve ev tekstili ürünleri dahil olmak üzere 65 binin üzerinde yeni sezon modeli katılımcıları bekliyor olacak. Toplamda 1.100’ün üzerinde katılımcı markanın, İlkbahar-Yaz 2023 sezon koleksiyonlarının yanı sıra farklı tarz ve tasarımlarda hazırladıkları özel modelleri ise mağazalara gitmeden önce ilk kez fuar alanında sergilenecek.
ORGANİK TEKSTİLE İLGİ ARTIYOR
Sürdürülebilirliğin son yıllarda tekstil sektöründe belirleyici olması, pazarda ekolojik ve organik tekstile olan ilginin artması neden oldu. Bu durum dünyanın önde gelen pamuk üreticilerinden biri olan Türkiye’nin bebek çocuk hazır giyim sektöründe avantajlı konumda olmasına olanak sağladı. Fuarda sürdürülebilir büyümenin önemine vurgu yapılacak. Sürdürülebilirliği desteklemek adına yaka kartları ve halıların geri dönüşüme gönderileceği, kağıt kullanımını azaltmak için ziyaretçi anketlerinin tabletlerle yapılacağı, elektrik enerjisi tasarrufu için firma stantlarında LED teknolojilerinin kullanımı teşvik edilirken, sürdürülebilir kalkınmaya dikkat çekilecek.