İmam GÜNEŞ
Türkiye ihracatı temmuz ayında büyümesini sürdürerek, yüzde 13,4 artışla 18,6 milyar dolara ulaştı. Yılın ilk 7 ayında büyüme kaydeden ihracat bu periyotta 144 milyar doları aştı. Yılsonu 250 milyar dolar hedefinin aşılması bekleniyor. Dünyadaki resesyon endişesi, Rusya-Ukrayna savaşı gibi nedenlerle artan enerji ve emtia fiyatlarının yanı sıra ihracattaki talep yükselişi ithalat rüzgarı estirdi.
Gelen siparişlerin artması ile ilave kapasite ve yeni yatırımlarının yapılması sonucunda ihracat hedefl eri daha da büyüdü. Son dönemdeki başarının sürdürülebilir olması için ihracatçılar gayretli bir şekilde çalışıyor. Dolayısıyla 2022 ve sonrasından beklentiler oldukça yüksek. Peki, Türkiye ihracatının daha katma değerli, daha karlı ve sürdürülebilir olması için ihracatçıların neler yapması gerekiyor? İhracatçının masasında yer alan stratejiler nelerdir? Bu konuyu detaylıca inceledik.
1-KİLOGRAM BAŞINA İHRACATTA HEDEF 2 DOLAR
2020 yılında 1,09 dolar seviyelerinde olan kilogram başına ihracat değeri geçen yıl 1,37 dolara yükseldi. Dünyanın ilk 10 ekonomisi ortalaması ise 2,4 civarında. Bu alanda liderliği yaklaşık 4 dolarla Japonya yapıyor. Almanya, Güney Kore ve ABD sırasıyla onu takip ediyor. Türkiye’nin öncelikli hedefi 2 dolar seviyelerine çıkmak. Bu noktada katma değerli üretim ön planda tutulmalı. Türkiye’nin ihracatı hala ithalata bağımlı ilerliyor. Bu da daha düşük bir karın ülkede kalması demek.
2-MARKALI İHRACAT ATAĞI
Dünya devleri firmaların birçok ülkede önemli yatırımları bulunuyor. Bu noktada alım yapacağı ürünleri de tek merkezden yönetiyor. Türk firmaların bu şirketlerin radarına girmesi için bilinirliliğini artırması gerekiyor. Bunun yanı sıra global marka olabilmek için adımlar atılmalı. Özellikle hazır giyim firmaları bu konuda belli bir aşama kaydetmeyi başardı. Ancak tüm sektörlerden global marka çıkması demek, daha katma değerli ihracat anlamını taşıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) hayata geçirdiği Marka Konseyi’nin de yapacağı çalışmalar kritik önem arz ediyor.
3-İHRACAT MESAFESİ DÜNYA ORTALAMASINI YAKALAYACAK MI?
Ortalama ihracat mesafesi, tüm dünyaya yapılan ihracatın ortalaması alınarak, ne kadar uzak mesafeye ulaşıldığını gösterir. Yaklaşık 220 ülkeye ihracat yapan Türkiye ise tarihinde ilk kez geçen yıl 3 bin kilometre barajını aşmayı başardı. Ortalama 3 bin 65 kilometre olan ihracat menzilini dünya ortalaması olan 4 bin 744 kilometrenin üzerine çıkarmak için harekete geçiliyor. İhracatın geleneksel ürün-pazar yapısını bir ileri aşamaya taşıyarak yeni-ürün ve yeni pazar çeşitliliğine odaklanılarak, rota uzak ülkelere çevrilecek. Ticaret Bakanlığı da “Uzak Ülkeler Stratejisi” çalışması ile bu konunun detaylarını paylaştı.
4-“İHRACATI BİLEN” İHRACATÇI SAYISI ARTMALI
Bugün TİM’e kayıtlı ihracatçı sayısı 105 bine dayandı. TİM’in raporuna göre; ilk 1000’de yer alan şirketlerin 2021’deki toplam ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 33,2 artarak 123,3 milyar dolara ulaştı. Bu şirketlerin toplam ihracattan aldıkları pay yüzde 54,7’ye yükseldi.
Üye firmalarının birçoğunun ihracatı sürdürülebilir değil ya da sembolik seviyede ilerliyor. Türkiye’de ihracata yeni başlayan firmaların ayakta kalma süresi ortalama 4 yıl. Bu oldukça düşük bir süre. Bu konuda başta Ticaret Bakanlığı ve TİM olmak üzere KOBİ’lere yönelik ihracat eğitimleri veriliyor. Henüz istenilen seviyede olmasa da birçok firma nitelikli ihracatı öğrenmeye başladı. TL’nin değer kaybıyla döviz fiyatlarının artması sonucunda dış pazara yapılan ticaret firmaları cezbettirdi. Bu dönemde firmalar ağırlıklı olarak ihracata çalışıyor. Firmaların dış ticaret uzmanlarını istihdam etmesi, ihracat departmanlarını yeni pazarlar bulma ve rakip ürünleri inceleme konusunda geliştirmesi gerekiyor. TİM de bu konuya eğilerek gelişim kaydedilmesi üzerine yoğunlaşacak.
5-DİJİTALLEŞEN İHRACATI GENÇLER SIRTLAYACAK
Türkiye’deki firmalarda konvansiyonel bir yaklaşım bulunuyor. Genellikle bir sonraki kuşağa sorumluluk verilmesinden endişe ediliyor. Son zamanlarda genç iş insanlarının etkin rol oynadığını görüyoruz. Gençlere şirketlerde verilecek sorumluluk da daha katma değerli iş yapımını hızlandıracaktır. TİM’in hayata geçirdiği Genç TİM de bu gelişmelere örnek niteliği taşıyor. İhracatta bayrak, Y ve Z kuşağına doğru geçiyor. Gençlerin şirketlerinde ve ihracatçı birliklerinde alacağı sorumluluklar kartopu etkisiyle karlı ihracata dönebilir.
Öte yandan pandemi döneminde pekişen e-ihracat kavramı, şirketlerin bu alana yatırım yapmasını sağladı. Geçen yıl 200 işletme e-ihracata ilk kez “merhaba” derken 2022’de bu sayı 600’ü aştı. Ancak, e-ihracatın Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı hala yüzde 1 seviyesinde. E-ihracatın dünya ortalaması ise toplam ihracatın içinde yüzde 3,5 ila 4,5’lar arasında seyrediyor. Şirketlerin e-ihracata yatırımını artırmasıyla birkaç yıl içinde dünya ortalamasına ulaşılması bekleniyor. TİM’in hazırlayacağı strateji raporunda bu konuya eğileceğini duyuyoruz.
6-NİTELİKLİ ELEMANLAR YETİŞTİRİLECEK
Türkiye ucuz işgücü ile birçok ülkenin gözdesi konumunda. İşçiliğin ucuz olması ile Türkiye’de yatırım yapan birçok yabancı firma bulunuyor. Aynı zamanda daha düşük bir fiyatlama modeli yapılması sağlanarak, ihracatta rekabet avantajı elde ediliyor. Ancak, kaliteli üretim için nitelikli eleman gerekiyor. İhracatçıların birçoğu bu konuda istihdam sorunu yaşadıklarını dile getiriyorlar. Üniversiteler ve liselerde mesleki branşların tercih edilmesi için birçok çalışma yapılıyor. Bu noktada ücret ve mesleki eğitim politikalarının iyileştirilerek daha fazla nitelikli eleman yetiştirilmesi gerekiyor. Yakın zamanda birçok ihracatçı birliğinin özellikle üniversitelerle işbirliği yapacağını öğrendik.
7-YERLİ ÜRETİME DESTEK
Türkiye ekonomisinin büyümesinde en önemli faktörü oluşturan ihracat, henüz istenen karlılıkta değil. İthalata dayalı bir ihracat sisteminin olması, yoğun talep alan ihracatın deyim yerindeyse sürümden kazanmasına yol açabiliyor. Birçok kez kısa vadeli denenen ithal ikamecilik hamleleri istenen sonuca ulaşamadı. İhracatçılardan görüş ve öneri alma konusundaki zayıf çalışma bu sonuçta etkili oldu. İşbirliği kültürü çerçevesinde ilgili bakanlıklar ve iş dünyası temsilcileriyle hazırlanabilecek ithal ikamecilik hamlesiyle Türkiye’de üretilebilecek ürünlerin saptanması ve gerekli yatırım desteklerinin oluşturulmasıyla Türkiye’ye daha fazla döviz kazandırılacaktır. İhracatçı cephesinde bu konuda bir çalışma var ve Ticaret Bakanlığı’na iletilmesi bekleniyor.