Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Başarılarımızın temelinde 20 yıldan bu yana dirayetle uyguladığımız politikalar olduğu gibi yaklaşık 1 sene evvel yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı Türkiye ekonomi modelini devreye almamızın büyük bir katkısı vardır.
“DİLİNİZİ Mİ YUTTUNUZ?”
Dün 1 yılı tüm detaylarıyla değerlendirdik. Bu yıla dair hedeflerimizi paylaştık. Rakamlar çok net bir şekilde ortaya koyuyor ki küresel düzeyde yaşanan türlü badirelere rağmen Türkiye 2022 yılını tüm makroekonomik göstergeler bakımından dünyanın geri kalanından çok iyi bir noktada tamamlamış , güçlü ilerleyişini yeni zirvelere taşımıştır.
Biz dün son 20 yılın en güçlü bütçe sonuçlarından birini açıkladıktan sonra bu kesimin sesleri şimdi çıkmaz oldu. Bazıları da bütçede faiz harcamalarının arttığını söylüyor ancak bu eleştirileri yapanlar iyi bilirler ki sadece faiz harcamalarındaki nominal artışa bakmak doğru bir yaklaşım değildir. Faiz harcamaları artarken bütçe gelir ve giderlerimiz de artmaktadır.
Faiz harcamalarının bütçe içindeki payına bakmak gerekir. 2022 yılı başlangıç bütçesinde yüzde 13.7 olarak öngörülen faiz giderlerinin bütçe içindeki payını yüzde 10.6’ya düşürdük. 2002 yılında bu oran yüzde 43’idi.
Yüzyılın toplantısını yapıyorsunuz. Danıştığınız yabancılar içerideki danışmanlarınız içeride sabahtan akşama kadar rakamları bir tarafa atarak yorum yapanlara sormak lazım. Dilinizi mi yuttunuz? Hani ekonomi rakamlardı? Biz beklentiler dedik rakamlardan bahsetmeye başladılar, biz güven dedik rakamlardan bahsetmeye başladılar, biz istikrar dedik rakamlardan bahsetmeye başladılar. Tamam dün de dünyanın en zor döneminde 2022 yılı bütçe gerçekleşmelerini rakam rakam ifade ettik.
“RAKAMLAR VE GERÇEKLER GÜN GİBİ ORTADADIR”
2022’de Türkiye’nin başarıları karşısında şapkanı çıkar ve gene Recep Tayyip Erdoğan haklı çıktı de, gerçekliği kabul et. Milletimiz kimin Türkiye için gece gündüz demeden hizmet aşkıyla koştuğunu kimin de çarpıtmalardan medet umduğunu çok iyi biliyor.
Rakamlar ve gerçekler gün gibi ortadadır. Türkiye ekonomi modelini devreye alan Türkiye güçlü bir üretim ekonomisi olma yolunda emin adımlarla ilerleyişinde kesin kararlıdır.
Enflasyon son 2 aydır düşüş eğiliminde ve bu düşüş eğilimi devam edecektir. Küresel emtia fiyatlarında normalleşme başladı. Kurlardaki oynaklık azaldı, üretici fiyatlarının tüketici enflasyonu üzerindeki artırıcı etkisi azaldı, beklentilerde iyileşme başladı, artık iş dünyamız da enflasyonla mücadelemize fiyat sabitleme hatta indirim yaparak destek oluyor.
FİYAT SABİTLEMELERİ HAKKINDA
Sizleri sabit fiyatlama kampanyamıza destek vermeye davet ediyorum. Ekonomide elde ettiğimiz kazanımların yanı sıra etkisinin gelecek dönem göreceğimiz birçok tedbiri hayata geçirmeye devam ediyoruz.
Teşvik ve desteklerimizle yeşil yatırımlara ve ar-ge faaliyetlerine öncelik vermeye başladık. KOBİ’lerimize yeşil üretime geçişleri için destekler sağlıyoruz. Hazine destekli KGF paketlerinde 7 milyar lira kefalet limitini yeşil dönüşümü amaçlayan projeler için KOBİ ölçekli firmalarımızın kullanımına sunduk.
Belirli büyüklükteki binalar enerji performansı B olarak inşa edilecek kullanacağı enerjinin en az yüzde 5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak.
Yeni dönemde otomotiv sektörünün de çehresinin değişeceğini öngörerek yerli ve milli aracımız Togg’u tamamen elektrikli şekilde tasarladık. yakında yollarımızda da görmeye başlayacağız.
Özel Tüketim Vergisi oranı yüzde 10 olan elektrikli otomobillerin kapsamını genişlettik. Elektrikli araç altyapısını kurmak üzere Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Destek Programını başlattık.”
YEŞİL EKONOMİYE GEÇİŞ
Yeşil ekonomiye geçişin yanı sıra teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme de sektörleri baştan aşağı dönüştürüyor. Tüm dünyada elektronik ticaretin payı giderek artıyor.
Bu süreçte bizler de KOBİ’lerimizi, esnaf ve sanatkarlarımızı e-ticarete ve e-ihracata yönlendirmek üzere, devlet yardımları, lojistik merkezleri ve ihracat bilgilendirme platformu gibi farklı alanlarda yeni projelerin geliştirilmesi konusunda çalışmalara hız vermiş durumdayız.
Bu süreçte bizler de KOBİ’lerimizi, esnaf ve sanatkarlarımızı e-ticarete ve e-ihracata yönlendirmek üzere, devlet yardımları, lojistik merkezleri ve ihracat bilgilendirme platformu gibi farklı alanlarda yeni projelerin geliştirilmesi konusunda çalışmalara hız vermiş durumdayız.
E-ihracatı gümrüklü bölgelerde konsolide edecek modellerin çalışmalarını tamamlamayı ve şirketlerin dijital etkinliklerini arttıracak modeller ve platformlar kurgulamayı hedefliyoruz.
Diğer taraftan, e-ticaretin en önemli aktörleri olan ülkeler başta olmak üzere, potansiyel arz eden tüm pazarlara yönelik stratejiler ve yol haritaları da geliştireceğiz.
Yeşil dönüşüm, esasen yeşil yatırımlar anlamına geliyor. Bu yatırımlar da tabii ki güçlü bir finansmanı gerekli kılıyor. Günümüzde, finansal yatırımların parasal getirileri kadar çevresel etkileri de öne çıkmış durumda.
“STRATEJİK BİR ADIM ATTIK”
Bizim de 2053 Net Sıfır Emisyon stratejimizin önemli sacayaklarından biri, ülkemizde yeşil finansman ekosisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır.
Bu doğrultuda Bakanlık olarak Kasım 2021’de “Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı’nı” yayınlayarak stratejik bir adım attık.
Yayımladığımız bu doküman sayesinde, kısaca ESG olarak adlandırılan uluslararası “Çevresel, Sosyal ve Yönetişim” piyasalarından finansman sağlama imkanı elde etmiş olduk. Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, önümüzdeki dönemde ESG piyasasında olası bir yeşil tahvil ihracı için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Ayrıca şirketlerimizin yeşil tahvil ihraçlarını artırmaları için kapsamlı destekler sunacağız. Finans dünyasında sürdürülebilirliğin önemi artarken dijital yatırımlar da eş zamanlı olarak gündemin üst sıralarındaki yerini koruyor. Türkiye’nin Ödeme Sistemi TROY’un yurtiçi ve yurtdışında yaygınlaştırılması amacıyla çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.
Dijital bankacılık lisanslarını vermeye başladık. Bugün itibarıyla, ülkemizde 4 adet dijital banka faaliyet izni almış durumdadır.
Finans sektörünün ve sermaye piyasalarının, yeniliklere en hızlı adapte olabilen sektörlerin başında geldiğini biliyoruz. Bu nedenle güncel gelişmelerle uyumlu adımlar atarken finans sektörümüzün gelişmesini desteklemeyi sürdüreceğiz.
“TOPRAĞIN, HAVANIN, SUYUN KIYMETİNE MAZHAR OLMUŞTUR”
Her ne kadar sürdürülebilirlik kavramı dünya gündemine son yıllarda oturmuş olsa da esasen birçok kadim medeniyet tabiatla ahenk içinde yaşamış, toprağın, havanın, suyun kıymetine mazhar olmuştur.
Rahmetli halk ozanımız Aşık Veysel; “Hakk’ın hazinesi gizli toprakta, Benim sadık yârim kara topraktır” derken vurguladığı esasen farklı bir mesele değildir.
“Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız” diyen Kızılderililerin bu sözleri de sürdürülebilirliğin kadim bilgelikle ifade edilmesinden başka bir şey değildir.
Bizler, önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik kapsamında tüm alanları destekleyen ve teşvik eden politikalarımızla özel sektörümüzün yanında olmaya devam edeceğiz.
Buradan KOBİ’lerimiz başta olmak üzere tüm reel sektör firmalarımıza açık bir çağrıda bulunmak isterim. Sürdürülebilirliği ve yeşil dönüşümü işinizin merkezine alın.
Şundan emin olun ki önümüzdeki dönemde bunu başaran şirketlerimiz, çevreyi korumanın yanı sıra küresel rekabette de giderek öne çıkacaklardır.
Tekrar altını çizmek isterim ki Türkiye, artık o eski bürokratik, hantal, içe kapanık ve insanımıza efendilik taslamaya çalışanların acı reçetelerine muhtaç bir ülke kesinlikle değildir.
Türkiye, binlerce yıllık birikimiyle ve insan odaklı kendi değerleriyle yol alırken, yarına ve geleceğin dünyasına yön vermeye, trendleri belirlemeye başlamış durumdadır.
İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Türkiye Yüzyılı vizyonumuz da tam olarak budur. Yarına yön verme iddiası ve özgüvenine sahip olan sizler, inanıyorum ki Türkiye Yüzyılı’nın inşasında çok önemli roller üstleneceksiniz. “