Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda soruları yanıtladı.
Bakan Nebati, ikinci el konut kampanyası için bankalarla görüşme yaptıklarını belirtti ve “İkinci el konutla ilgili talep var. Bankalarımızla bu konuda çalışma yapılıyor. Bankalarımız kendi belirledikleri faizle ikinci el konut konusuna girebilir.” dedi.
Bakan Nebati “(Ücret artışları ve EYT düzenlemesi) Bu kararların, seçime yönelik değil, tersine kazanımların vatandaşla paylaşıldığı bir dönem olarak değerlendirilmesi lazım.” dedi.
Bakan Nebati, giyim ve ayakkabı sektörüne indirimleri ocak ayına çekme çağırısında bulunarak “Herkesten enflasyonla mücadelede elini taşın altına koymasını istiyorum. Giyim ve ayakkabı sektörü de indirimleri ocak ayına çekerek bize katkı sağlayabilir.” dedi.
Bakan Nebati “Kur korumalı mevduatın ulaştığı miktarın pik noktası 1,47 trilyon lira. Bunun toplam mevduat içindeki oranı yüzde 27.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamalarından satır başları;
Dünya ekonomisinin çok sıkıntılı sürecin içinde olduğunu bilmekte fayda var. 2020 yılında başlayan salgın öngörülme ve dünya içinde yaşayan herkesi ilgilendiren bir krize dönüştü. Wuhan’da hapşuran bir kişi Brüksel’de insanların ölmesine, Londra’da zatürre olmasına, Türkiye’de hastalıklardan dolayı hastanelere gidilmesine gerçek bir öngörülmezlik, aynı zamanda küreselleşmenin yaşandığı bir dönem oldu. 8 milyar insanın yaşadığı tek dönem varsa o da 2020’deki salgındır. Herkes kendisini karanlık bir tünelde gördü. Bu kadar ağır bir şeydi aslında. Son yüzyılın en büyük problemlerin yaşandığı bir dönemdi.
Türkiye’de hem sağlık sistemine hem de Cumhurbaşkanımıza olan güven artarak devam etti. Bu koşullardan kurtulmaya başlandığı dönemde Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Bu aslında tam tuz biber ekmeydi. Savaşın başlamasıyla birlikte Emtia fiyatlarında korkunç bir yükselme oldu. Gıda fiyatları pik yaptı. Taşıma maliyetleri çok ciddi şekilde kriz oluşturdu. Salgında üretimden kaynaklanan dengesizliklerden dolayı her türlü üretimde sıkıntılar baş göstermeye başladı. Türkiye bu krizde en çok etkilenenlerin başında geliyor. Yanı başında savaş patlamış. Savaştan önce dövizle ilgili makro ekonomik göstergelerle bağdaşlaşmayan Döviz Kuru atağı yaşamış. Dolardaki bu artış Türkiye’de fiyatların ciddi şekilde artmasına neden oldu. Fiyatların yüksekliği vatandaşlar tarafından ne oluyora geldi. Şubat’taki savaş bunun ciddi şekilde artmasına, toplumda enflasyonla ilgili beklentilerin atalet oluşturmasına neden oldu.
ENFLASYON MESAJI
Aslında savaş olmadığı, her yıl ülkemizde Haziran-Temmuz-Ağustos döneminde gıda fiyatlarındaki düşme ülke ekonomisine nefes aldırır. Savaş bunu bizi bir 6 ay attırdı. Aralık ayından itibaren belli noktaya geleceğini söyledim. Yüksek fiyat artışlarının toplumun her ferdi tarafından içselleştirme çok geç oldu. Temmuz-Ağustos ayından itibaren neden oldu. Gurbetçilerimiz Haber olarak görüyordu. Gurbetçiler giriş yapmaya başlayınca siz cennette yaşıyorsunuz, Avrupa’da fiyatlar çok yükseliyor söylemleri artı, Temmuz ayında memur ve asgari ücrette artış yapılmasıyla da Türkiye bir enflasyon problemini dünya ile birlikte yaşıyor ama hükümetin salgında olduğu gibi gerekli tedbirleri alıyor adımlar atıyor havası oluşmaya başladı.
Türkiye’de 2022 yılı dünya bir yana Türkiye bir yana. Türkiye 2022 yılında tüm makro ekonomik göstergelerde enflasyonu hariç tutuyorum. Enflasyonla ilgili beklentiyi kırdık. 2022 yılında dünyanın her ülkesinde gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında enflasyon kendi çapında yükseldi, makro ekonomik göstergeler bozuldu. Türkiye’de enflasyon hariç makro ekonomik göstergelerde tarihi iyileşmeler var. Vatandaş birkaç ay içinde iyileşmeleri çok daha fazla hissedecek.
TAKSİTLERİN ÖDENMESİ İÇİN KOLAYLIK GETİRDİK
İki konut kampanyası düzenlendi. Bir tanesi TOKİ’nin düzenlemiş olduğu yüzyılın kampanyasıydı. Bu kampanya sayesinde özellikle de asgari düzeyde konuta ulaşımda zorluk çekenlere kapı aralamış olduk. İkinci kampanyayı uzun süren çalışmalar sonucunda sonuca getirip ilan ettik. Şartları izah ederek ortaya koyduk. Amacımız, zaman zaman bu kampanyaları yapıyoruz. Konut üreticileriyle de kampanya yaptık. Bunu sadece faiz kampanyasına dönüştürmeyelim, finansal bir mimari olsun. Özellikle de orta gelir seviyesindeki vatandaşlar konuta ulaşırken bunu kalıcı olarak bilsin, üretici de önünü görsün. Mortgage bir uygulamasını da gerçekleştirmiş olalım. 15 yıl vade yaptık. Orta gelir seviyesindeki vatandaşların konut fiyatlarında yükseliş oldu. İlk yıllardaki taksitlerin ödenmesi konusunda kolaylıklar getirdik. Faizi asgari seviyeye getirdik.
TEDBİRLERİMİZİ ALDIK YAPMAYIN!
Daha önceki kampanyalarda konut fiyatları yükseldi, konuta ihtiyacı olmayanlar aldılar, evini satanlar da paraları dövize yatırdılar. Konut fiyatlarının yükselmesi için kimlerin niçin yaptığını radarla takip altına almış olduğumuz için internet sitelerinden emlakçılara kadar her türlü fiyatlandırma bizim elimizde. Bunu yapmayın diyoruz. Bizim amacımız konuta ihtiyacı olan vatandaşların konut alabilmeleri. İlk 3 yıl kendisi kirada oturuyormuş gibi taksit belirledik. Hazine Bakanlığı olarak faizin büyük kısmını üstlenmiş olacak. 5 yıl da satılmayacak.
KİRADA OTURUYORMUŞ GİBİ FİYAT BELİRLEDİK
Konuta ulaşabilen bu konutu aldığında gerçekten ihtiyaç sahibi olsun. Yatırım amacı olarak yapmasın. Onun için ne yaptık ilk 3 yıl sanki kendisi kirada oturuyormuş gibi fiyat belirledik.
Hazine Bakanlığı olarak biz faizi üstlenmiş olacağız sen 3 yıl eve yerleş ondan sonra bu kiranın üzerine belli bir miktar koyarak aylık ödemelerini yapıp 15 yıl içerisinde konutun sahibi olacaksın, 5 yıl da satmayacaksın ve belli bir gelirin olacak.
İkinci bir amacımız var o da konut üretimini teşvik etmek sadece proje sahiplerini değil, mahalle aralarındaki bir müteahhidi de projeci olarak kabul ediyoruz. Onunla ilgili de KGF paketi açıkladık. Arsan var paran yok al sana şu parayı konutu inşa et ve Türkiye’nin konut ihtiyacını karşıla.
KONUT FİRMALARINA ÇAĞRI
Olağanüstü dönemlerdeki şartlarla ilgili aldığınız kararları olağan dönemlerde yapmayacaksınız. Geçen yıl kiracılarımızı rahatlatmak için konutlarda yüzde 25’lik sınır getirmiştik, Temmuz ayında bitiyor. Burada konut fiyatlarındaki yükseklikten şikayetçi bulunan vatandaşların kira veriyormuş gibi ev sahibi olmasını sağlıyoruz. Buna ek olarak bankaların konut kullanımında ortaya koymuş olduğu sert duruşu bu kampanyalar dışında konut edinimi sağlayacak imkanları gevşeteceğiz. Önümüzdeki süreçte konut sahipliği daha da kolaylaşmış olacak.
Her attığınız adımda mutlak surette birileri bu işten günün kısa karı diye düşünür açık kapılarından faydalanmak ister. Bir önceki kampanyalarda bu açık kapıdan faydalananların sayısı ilkinde çok fazlaydı, sonra aldığımız tedbirlerle azaldı. Gerekli tedbirleri alıyoruz. İstismarlar var diye bu işlerden kısa getirisi var diye bakanlar vatandaşın ihtiyacı olan işlemlerde vatandaşı engelleyici davranışlarda bulunamayız. Kullandırdığımız kredilerdeki miktar tükenirse imkanımız var. Pazartesi gününden sonra gelecek olan taleplere biz gerekirse adımlar atılması hasıl olursa yapacağız. Konuta gidenin paranın mutlak suretle konut üretiminde kalması koşulumuz var. İstismarlar yukarı gidiyorsa fazla yumuşatmışız.
Bu bir çağrıdır. Pazartesi günü kamunun ortaya koymuş olduğu tavra, siz (konut firmaları) de destek vereceksiniz. Siz de bunu kampanyaya dönüştüreceksiniz.
RAYİÇ BEDEL SORUNU UZLAŞMAYLA ÇÖZÜLECEKTİR
Bu da bir gerçeklik, ülkemizde rayiç bedel ile gerçek bedel arasında bir marjın açıldığına dair gerçekliğe dönüşmüş durumda. Burada vatandaş niçin gerçek değeri göstermiyor. Bunu çözmemiz lazım çünkü vergilerde dolayı. Tapu harcı, gerçek değere ulaştığı zaman ödeyeceği emlak vergisi. Bundan kaçınmak için fiyatlamalarda rayiç bedelin üzerine gidip ödemelerini açıktan yapıyor. Bu Maliye Bakanlığı’nın kabul edebileceği bir şey değil. Vatandaşın da kaçınma durumu var. Vatandaşın memnuniyeti, Hazine Bakanlığı’nın iradesi, belediyelerin de gelirlerinin aynı seviyede devam etmesi ile ortaya konacak bir uzlaşma ile bu işin çözülebileceğine inanıyoruz. Kapalı kapılar ardında çalışmalarımızı yürütüyoruz, yetiştirebilirsek ilan edeceğiz.
Fiyatları sadece rayiç bedel belirlemesin gerçek değeri ortaya koyacak değerleme şirketlerinin de bu işin içerisinde olduğu bir yapının Türk gayrimenkul piyasasına girmiş olması gerekiyor.
ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA EYT MECLİS’TEN GEÇECEK
Bugün saat 14.00’te KGF paketlerimizle ilgili basın toplantımız olacak. Kamu, özel banakların katıldığı başlıkları da 14 tane olan, aslında Türkiye’deki tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren bir kampanya. EYT ile ilgili de sonuçta karar alındı. Önümüzdeki haftalar içerisinde EYT Meclis’e geçtiğinde başvurular başlayıp insanlar emekli olmaya başlayacaklar. Emekli olmaya başlarken gerek KOBİ’lerimiz olmak üzere öngörülmeyen bir maliyet çıkacak.
Belki 10 yıl sonra emekli olacağını düşünürken bu yıl ciddi sayıda emekli talebiyle karşı karşıya kalacak olan özel sektör var. Ayın 16’sında açıklayacağımız 1 yılın değerlendirme toplantısı olacak. Bütçe gerçekleşmelerini ifade edeceğim.
EYT ile ilgili bir firma karşı karşıya kalacağı kıdem tazminatını bir karşılayacağız. Doğrudan çalışanın hesabına gidecek. Emekli olduğu zaman serbest piyasada işveren ödemeleri anlaşır çalışanıyla ödemeleri takside bağlar biz öyle yapmayacağız. Doğrudan kişinin hesabına parayı yatıracağız.
KIDEM TAZMİNATI HESABA YATACAK
Herkes Türkiye bütçesi üzerindeki yükü konuşuyor. Evet bir yük geliyor biz bu yükün karşılığını koymuş durumdayız. Biz bir karar aldık bu kararın etkilenenleri var. EYT’den emekli olanlar mutlu bunun kıdem tazminatını ödeyecek vatandaşımız var. Az sayıda personel çalışan bir işletme de etkilenecek. Yükün karşılanması lazım, vatandaşa diyoruz ki sen rahat ol kıdem tazminatın hazır, çalışana diyoruz ki sen de rahat ol senin kıdem tazminatını hesabına biz yatıracağız.
36 aya kadar bir ödeme vadesi olacak. 6 aya kadar ödemesiz dönemi olacak. Faiz oranları da oldukça düşük. Bugün açıklayacağımız KGF paketine özel bankalarımızın büyük kısmı iştirak edecekler. Çok rahatlatıcı bir şekilde ödemeleri gerçekleştirmiş olacağız.
Ücret artışları ve EYT düzenlemesi kararları, seçime yönelik değil, tersine kazanımların vatandaşla paylaşıldığı bir dönem olarak değerlendirilmesi lazım.
Herkesten enflasyonla mücadelede elini taşın altına koymasını istiyorum. Giyim ve ayakkabı sektörü de indirimleri ocak ayına çekerek bize katkı sağlayabilir.
KKM MÜTHİŞ BİR ENSTRÜMAN OLDU
KKM Türkiye ekonomisi açısından fayda sağlayan müthiş bir enstrüman oldu. 20 Aralık 2021 benim için tarihi bir andır. Türkiye ekonomisini bu kadar olumlu etkileyeceğini kimse tahmin edemezdi. Bunu bilerek ortaya koymuştuk. Müthiş bir buluştu. İlk günlerde 1 milyar geldi, 20 milyara çıktı diye haberler oldu. Şu anda KKM’nin ulaştığı pik noktası 1.47 trilyondur. Toplam Türk mevduatı içerisinde yüzde 27’si demek.
Faydası, maliyetin çok üzerinde olan bir uygulamadır. Önceleri çok tartışıldı. Döviz kurları son 6 aydır belli seviyede gitmeye başlayınca bunun maliyeti azaldı. Geçen ay 900 milyonluk maliyeti oldu.
BANKALARIMIZ ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU
Bankalarımız özel hukuk çerçevesinde kredilerini dağıtıyorlar. Totalde 2022 yılında ticari kredilerde artış var. Ticari kredilerin kullanımında KOBİ’lere yönelik artış söz konusu. Krediye ulaşımda ihtiyacı olanın kredilerini aldıkları bir süreç yaşanmış. Geçen yıl yüzde 64 enflasyon olan bir ülkede siz 15-20 ile borç alırsanız maliyetin de bir altında borçlanma gerçekleştiriyoruz demektir. İhtiyacı olmayan fazla paranın talebinin doğmasına sebep oldu.
Krediye ulaşımda sıkıntı yaşayanlara ilişkin olarak kamu bankalarımız elini taşın altına koydu. Bugün açıklayacağımız KGF paketi ile ‘kredi bulamıyorum’ deme imkanı kalmadı. Paketin yüzde 70’i KOBİ’lere gidecek.
KAYNAK: HABER7