Devlet Destekli Alacak Sigortası’nın temel amacının KOBİ’leri, alacağını tahsil edememe riskinden ve bundan kaynaklı oluşacak problemlerden korumak olduğuna dikkat çeken Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal, “Aynı zamanda güvenli ticaretin önünü açarak KOBİ’lerimizin sağlıklı büyümesine yardımcı olur. Vadeli alacakların tahsilinde firmalara koruma sağlar ve sermaye yapılarının bozulmasını önleyerek kredibilitelerini artırır” dedi.
Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) yurtiçi vadeli satışlarına ait ticari alacaklarını teminat altına alan Devlet Destekli Alacak Sigortası (DDAS), teminat kapsamına alınmış alıcıların vadesi geldiğinde ödenmeyen ticari alacakları ve iflas, konkordato, tasfiye gibi hukuki durumlar ile temerrüde düşen ticari alacakları için teminat sağlıyor. Özellikle ekonomik konjonktürün sürekli dalgalı olduğu bu süreçte DDAS’ın önemi daha da iyi anlaşıldı. Her geçen gün KOBİ’lerin daha çok ilgi gösterdiği DDAS hakkında tüm merak edilenleri Sigorta Ekranı’nda Damla Özafşar’a konuk olan Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal açıkladı.
KOBİ’lerin sağlıklı büyümesine yardımcı oluyor
Devlet Destekli Alacak Sigortası’nın yürürlüğe sokulmasındaki temel amacın KOBİ’leri, alacağını tahsil edememe riskinden ve bundan kaynaklı oluşacak problemlerden korumak olduğuna dikkat çeken Canal, “Aynı zamanda güvenli ticaretin önünü açarak KOBİ’lerimizin sağlıklı büyümesine yardımcı olmaktır. DDAS öncelikle vadeli alacakların tahsilinde yaşanabilecek ödenmeme durumu için firmalara koruma sağlar. Bu sayede firmaların nakit akışlarını koruyup sermaye yapılarının bozulmasını önleyerek kredibilitelerini artırır. Poliçe dönemi içinde firmanın alıcıları ile ilgili finansal durumlarında oluşabilecek herhangi bir olumsuz durumda firmaya bilgi vererek firmalara risk danışmanlık hizmeti sunar. Poliçe kapsamında teminat verilen alıcılarda yaşanacak hasar durumlarında tahsilat hizmeti sunarak firmanın yeni satış yapma tarafına yoğunlaşmasını sağlar” diye konuştu.
Daha çok KOBİ’ye ulaşmak için çalışıyoruz
Canal, bu kapsamda ürünün daha çok KOBİ’ye ulaşabilmesi adına TOBB aracılığı ile Türkiye’de bulunan oda ve borsalarda KOBİ’lerin katılımı ile eğitimler yapıldığını söyleyerek KKB tarafından düzenlenen “Kredi Okur Yazarlık Haftası”nda teknik işletici sıfatımız ile katılımcılara DDAS hakkında sunum yapıldı. Önümüzdeki süreçte de hem sektörümüzün ilgili paydaşları hem de reel sektör ile buluşmalarımız devam edecek” diye konuştu. Canal, ürünün küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) yurt içi vadeli satışlarına ait ticari alacaklarını ödenmeme riskine karşı teminat altına aldığını söyleyerek, şunları söyledi: “Özel Riskler Yönetim Merkezi tarafından yönetilen bu ürün ile teminat kapsamına alınmış alıcılara yapılan vadeli satışlardan doğan ticari alacakların iflas, konkordato, tasfiye vb. hukuki durumlar ile vadesinde ödenmemesinden ötürü temerrüde düşen ticari alacakları için teminat sağlanıyor. Bu sigorta, açık hesap ile çek ve senetle yapılan vadeli satışları teminat altına alıyor. Sistemin yürürlüğe girdiği 2019 yılında bu ürün, ilk olarak mikro ve küçük işletmelere sunulmuş, 2020 yılı nisan ayı itibariyle orta büyüklükteki işletmeler de kapsama dahil edilerek tüm KOBİ’ler üründen faydalanmaya başladı. Bu tarihte DDAS’ın yeniden yapılandırılması ve reasürans yapısının kurulması amacıyla Türk Reasürans görevlendirildi.”
Ciro kriteri 125 milyon TL’ye çıkarıldı
Canal, programda Türk Reasürans tarafından yapılan çalışmaları da aktardı.Tüm KOBİ’lerin sistemden yararlanması adına, ciro kriterinin 25 milyon TL’den 125 milyon TL’ye çıkarıldığını belirten Canal, “Böylece orta büyüklükteki işletmelerin de bu sistemden yararlanması sağlandı. Ayrıca, her yıl gelişen ekonomik koşullar ve değişen mevzuatlar göz önüne alınarak SEDDK’ya tebliğ revizyon talepleri iletiliyor” dedi. Yerel ve uluslararası piyasalardan A rating reasürörlerden kapasite temin edildiğini dile getiren Canal, “Sistem’e reasürans koruması sağlandı. Bu yıl üçüncü dönemine girecek reasürans koruması güçlü plasman yapısı ile devam ettirilecek” diye konuştu.
Veri kaynakları çeşitlendirildi
Canal, kapsam genişlemesine paralel olarak artan teminat yapısının sağlanması için gerekli olan yazılım ve altyapı ihtiyaçlarının öngörülen proje maliyeti ve süresinden tasarruf edilerek SBM ile birlikte tamamlandığını aktardı ve ekledi: “Aynı zamanda veri kaynakları çeşitlendirilerek teminat yapısı oluşturulmasında daha kapsamlı veriye ulaşılması sağlandı. Veri kaynaklarının çeşitliliği ve veri ihtiyaçları rutin gözden geçirme çalışmaları ile en güncel halinde tutuluyor.” Devlet Desteğinin çerçevesinin belirlenmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin hazırlanmasında SEDDK ile koordineli çalışmalar yapıldığını ifade eden Canal, “Her yıl yenilenen reasürans koruması ile bu çalışmalar sürdürülüyor. BDDK ile yapılan görüşmeler neticesinde Devlet destekli alacak sigortasının bankaların kredi teminat gruplandırılmasında üçüncü gruptan ikinci grup teminata yükseltilmesi sağlandı. Devlet Destekli Alacak Sigortası’nın katılım sigortacılığı prensiplerine uygun bir ürününün de oluşturulması için Danışma Kurulu oluşturularak Mart 2022 itibariyle icazet belgesi alındı. Altyapı çalışmaları da tamamlanan ürün, Nisan 2022’de hayata geçirildi” diye konuştu.
Teminat limiti 9 milyar TL’ye ulaştı
Canal, ürünün satış ve pazarlamasına destek vermek adına satış destek ve müşteri ilişkileri yönetimi ekipleri oluşturulduğunu belirterek, “Bu ekipler ile sigorta şirketlerinin ve aracılarının satış ve pazarlama faaliyetlerine destek veriliyor. Mevcutta poliçeli müşterilerin soru veya sorunlarıyla ilgilenilmesi ve çözüm üretilmesi adına da müşteri ilişkileri yönetimi ekibi çalışıyor” ifadelerini kullandı. Hasar başvurularının hızlı bir şekilde merkeze ulaştırılması için online başvuru ekranı oluşturulduğunu aktaran Canal, “Alınan bu başvurular neticesinde hasar dosyalarının oluşturulması ve işlemlerinin yürütülmesi için de Türk Reasürans yazılım ekiplerinin çalışmasıyla hasar yazılımı hayata geçirildi. Bugün itibariyle verilen teminat limiti 43 bin alıcıda 9 milyar TL tutarına ulaştı” dedi.
DDAS poliçeleri bankalarda teminat olarak kabul edilebilecek
KOBİ’lere Yönelik Devlet Destekli Alacak Sigortası sistemi kurulurken dinamik bir yapıda olmasına özen gösterildiğini vurgulayan Canal, şöyle devam etti: “Özellikle sistem ile ilgili gerek ana fayda sağlayıcı KOBİ’lerimizden gelen geri bildirimler, gerekse bu ürünün sahaya sunulmasında yardımcı olan sigorta şirketleri ve onların aracılarından gelen geri bildirimler dikkate alınarak sistem ile ilgili taleplerin karşılanması adına dört kez tarife ve talimat tebliğde değişikler yapıldı. 27 Mayıs 2022’de yapılan son tebliğ değişikliği ile yakın zamanda değişen KOBİ tanımına uygun olarak firmalar için uyguladığımız ciro kriteri 125 milyon TL’den 250 milyon TL’ye çıkarıldı. Merkezin gerekli gördüğü durumlarda bu ciro yüzde 40 oranında artırabiliyor. Ayrıca otomatik olarak verilen azami teminat tutarı 750 bin TL’den 1 milyon TL’ye çıkartıldı. Poliçe prim ödeme şekline EFT ve havale ile ödeme, taksitli ödemelerde ise taksit sayısı yüzde 25 peşin olmak üzere kalanı 5 eşit taksitle ödenebilmesi imkânı getirildi. Bu sistem ile ilgili sektörden gelecek geribildirimler kapsamında gerekli görülen ve SEDDK tarafından uygun bulunan değişikliklerin hayata geçirilmesine devam edilecek. Önümüzdeki süreçte DDAS’ın KOBİ’lerin finansmana ulaşmasında teminat olarak kabul edilebilmesi için çalışmalarda sona gelindi. SEDDK’nın yayınlayacağı mevzuat sonrasında DDAS poliçelerinin bankalar ve finans kurumları nezdinde teminat olarak kabul edilmesinin önü açılacak.”
Tahsilât 120 gün içinde yapılıyor
Programda ayrıca ürünün sunduğu hizmetler hakkında da bilgi veren Canal, “Bunlardan ilki risk yönetimi. KOBİ’lerimiz mevcutta çalıştığı firmaları başvuru formu aracılığı ile bildiriler. Bu başvuru formu sisteme girildiği anda tüm firmalar hakkında KKB ve memzuç verilerine bakılarak 1-6 arasında bir skor puanı ataması yapılır. 1 en iyi, 6 en kötü skordur. 6 skor alan firmalar için teminat limit verilmez. 1-5 skor puanı arasında olan firmalara ise teminat limiti verilir. Bu uygulama poliçe dönemi içerisinde her gün arka planda yapılır ve durumu kötüleşen alıcı olursa poliçeliye bilgi verilir. Ayrıca yeni çalışılacak alıcıların da poliçeye eklenebilmesi ile yeni müşterilerde güvenli ticaretin önünü açar. Poliçe döneminde teminat altına alınan bir alacağın ödenmemesi durumunda merkezin avukatları aracılığı ile önce sulh ve arabuluculuk yöntemi ile son olarak da hukuki işlem başlatarak tahsilât sağlanmaya çalışılır. Eğer verilen teminat dâhilinde bir tahsilat hizmetiverilecekse oluşacak tüm masraflar merkez tarafından karşılanmaktadır. Eğer verilen teminattan daha fazla bir alacak içintahsilât hizmeti verilecekse oluşacak masraflar oransal olarak paylaşılır. Tahsilât hizmeti hasar kabulünü takiben 120 gün içinde yapılmaya çalışılır. Eğer bir tahsilât sağlanamazsa 30 gün içinde verilen teminat limiti ve oranı dâhilinde tazminat ödeme yapılır” değerlendirmesinde bulundu.
KOBİ’ler satış yapacağı firmayı merak ediyor
KOBİ’lerin alıcılarıyla ilgili bir başvuruda bulunduklarında aslında vadeli satış yapacağı firmanın buna haiz olup olmadığını öğrenmek istediğini söyleyen Canal, “Biz de mealen şunu söylüyoruz; evet bu firma muteber bir firma, bu firma ile sizin bahsettiğiniz kadar vadeli şekilde çalışabilirsiniz. Eğer bir sorun olursa bu tutar bizim teminatımız altındadır. Tam tersi durumda bu firma bu kadarlık bir firma ve bu kadarlık bir alacağınız olursa biz korumamız kapsamında teminat veriyoruz ya da vadeli çalışılabilecek finansal altyapıya sahip değil bu firmayla çalışmayın ya da peşin satış, banka teminatı gibi paranızı almanızın garanti bir yoluyla iş yapın şeklinde üç cevapla dönüyoruz” dedi.
Araştırmalar alıcılardan gizli olarak yapılıyor
Canal, KOBİ’lerin bu çalışmalardan alıcıların haberdar olup olmadıklarını merak ettiklerini ve bunun kendileri için çok önemli olduğunu ifade ederek “Araştırmalarımız tamamen alıcıların haberi olmadan yapılıyor. Üç cevaptan birisini verdikten sonra da işlemlerimiz bitmiyor. Biz alıcıyı günlük, aylık ve haftalık olarak çeşitli raporlarla sürekli izliyoruz. Eğer alıcı ödeme güçlüğünde ise KOBİ’ye uyarı yapıyoruz. Tüm bu süreçlerin ardından hasar gerçekleştiği ve fatura ödenmediği durumlarda ikinci görevimiz olan tahsilat süreci başlıyor. Kendi bünyemizde sözleşmeli olarak çalıştığımız avukatlarımız var. Sulhen ya da arabuluculuk ile bu tahsilatı yapmaya çalışıyoruz. Hukuka gidince uzayabiliyor bu süreç. KOBİ’yi bu uzun süreçlerle üzmemek adına 120 gün içerisinde tahsil etmeye çalışıyoruz. 120 gün içinde sonuç alamazsak biz ödemesini yapıyoruz. Biz hukuken işi takip ediyoruz. Bu aşamada hasar sürecinde tahsilat masrafları da çok fazla oluyor. Burada eğer KOBİ bizim verdiğimiz vadeler ile çalışmışsa merkez bu masrafları karşılıyor” açıklamalarında bulundu.
Limit artışlarından ek prim talebimiz olmuyor
Bazı durumlarda sıkıntılı müşterilerle çalışılmak istendiğine dikkat çeken Canal, “Bu durumla çok karşılaşıyoruz. Ham madde fiyatlarının artmasıyla riskler de artıyor. Limit artışlarıyla da karşılaşıyoruz. Alıcıya kredi limiti vermeme nedenlerimiz çok net oluyor. Çeki yazılmışsa, senedi protesto olmuşsa, bankada hakkında takip açılmışsa, iflas kakarı gibi kararlar varsa biz o zaman limiti vermiyoruz. Yoksa biz finansal anlamda biraz sallantıda olsa da desteklemek adına limitleri sağlıyoruz. KOBİ 200 bin teminat istiyorsa 100 bin teminat yerine bunu da değerlendiriyoruz. Limit artışlarından ek prim talebimiz olmuyor” şeklinde konuştu.
Teminat limitleri finansal kriterlere göre belirleniyor
Teminat limitlerinin tamamen finansal kriterlere göre yapıldığını söyleyen Canal, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu veriler limitleri oluşturmada belirleyici rol oynuyor. KOBİ’nin poliçe dönemi içerisinde çalışmaya yeni başladığı firmalar için talep edeceği limitlerle mevcuttaki alıcılarına tahsis edilmiş limitlerde isteyeceği artışlar için ek prim alınmıyor. KOBİ’nin teminat altına aldığı bir alıcısında oluşacak alacağın ödenmemesi durumunda faturanın ödeme tarihi 60 güne kadar süre uzatımı yapabilir. Eğer alıcı ile ilgili çek yazılması, senet protestosu vb. sorunlu bir durum oluşmuşsa vakit kaybetmeden hasar başvurusu yapmalıdır çünkü bu bizim açımızdan olumsuz bir bilgi. Bize gerekli evrakları gönderdikten sonra biz hukuki işlemleri başlatıyoruz. Burada da 120 günlük bir süre kısıtlamamız var. Eğer tahsilat yapılmazsa yüzde 90 olarak KOBİ’ye tazminat olarak geri ödüyoruz. Yüzde onluk kısım ise hukuki süreç sonuçlandığında KOBİ’ye ödeniyor. Örneğin, bir alıcı için 100 bin TL ve yüzde 90 teminat limiti verilmiş olsun. Bu alıcıda 100 bin TL’lik bir alacak tahsil edilemediğinde tazminat ödemesi 90 bin TL olarak yapılır ve geri kalan 10 bin TL için arka planda tahsilat süreçleri devam ettirilir.”
Tahsilât hizmeti toplam alacak üzerinden yapılıyor
Tahsilat hizmet süreciyle ilgili de konuşan Canal, bu hizmetin toplam alacak üzerinden yapıldığının altını çizerek, “Rakamsal örnekle 100 bin limit verilmiş ama 200 bin limitle iş yapılmışsa biz 100 binin takibini yaparız, kalan 100 bini siz takip edin gibi bir yaklaşım söz konusu değil. 200 bin TL’nin tamamı için hukuki süreç başlatıyoruz. Eğer verilen teminat dâhilinde satış yapılmış ise masraflar merkez tarafından karşılanır. Eğer verilen teminatın üzerinde bir satış gerçekleşmiş ise masraflar oransal olarak paylaşılır. Kendi teminatı altında olan kısmın masraflarını karşılıyoruz. Geri kalan kısmında ise sigortanın desteklemesi gerekiyor. Sistemin sadece yurtiçinde geçerli olduğunun altını çizen Canal, “Yurtdışı için hem özel şirketlerin bunlar için çözümü var hem de Türk Eximbank var. Kobiler oralardan faydalanabilirler” diye konuştu.
Sigorta şirketlerine yüzde 5, aracılara ise yüzde 12 komisyon
Şu an 10 sigorta şirketinin sisteme dâhil olduğunu söyleyen Canal, “Bu sigorta şirketleri bu hizmete haiz. Aracıları da bu ürünü sunabilir. Finansal sigortalar yeni bir soluk sektör açısından. Başta da ticari alacak sigortası geliyor. Çok bakir bir alan burası. Türkiye’deki işletmelerin yüzde 98’i KOBİ. Özellikle KOBİ olarak baktığımızda son tebliğ değişiklikleri ile çok ciddi pazar var. Yeni bir ürün olduğu için aracılar biraz çekinceli davranabiliyorlar. Bize başvuran acentemize biz ziyaret desteği de veriyoruz. Hem müşterileri hem kendilerinin sorularını yanıtlamak adına yapıyoruz. Bu ürünün satışı için destek olmaya çalışıyoruz. Bu ürün kapsamında sigorta şirketlerine yüzde 5, aracılara ise yüzde 12 olmak üzere toplamda yüzde 17 komisyon veriliyor” açıklamalarında bulundu.
Bilindik elementer ürünlerde rekabetin çok yoğun olduğuna dikkat çeken Canal, “Farklı bir ürünle çıkan her zaman avantajlıdır. Finansal sigortalar sadece korumak değil, aynı zamanda aslında o işletmenin ticaretinin gelişimine katkı sağladığı için bu tür ürünlerle sektöre girmek isteyen aracılara büyük fayda ve çapraz satış sağlar” dedi.
DDAS’da reasürans finansmanında bir sıkıntı yok
Sigorta şirketlerinin bu ürünün satış ve pazarlamasından sorumlu olduğu ifade eden Canal, “Bunun dışındaki her türlü teknik altı yapı bizde reasürans yapısında üç senedir çok başarılı şekilde gerçekleştiriliyor. Hatta bu yıl yurtdışında reasörler pay almak istediler. Çünkü baktığımız zaman iyi bir performans olduğu için onlar da beklemiyorlar. Dolayısıyla şu anda bizim Devlet Destekli Ticari Alacaklı Sigortasında reasürans finansmanı açısından herhangi bir sıkıntımız yok. Maliyetlerimizde de bir artış yok” ifadelerini kullandı.