Dynabook Türkiye İş Birimi Yöneticisi Ronald Ravel, KOBİ’lerin rekabet gücünü koruyabilmeleri için önerilerde bulundu.
KOBİ’lerin pazardaki fırsatları tanımaları ve rekabetçi konumlarını korumaları için hızlı dijital dönüşüm ve uyum operasyonlarını önceliklerindirmesi gerekiyor.
Dış kaynakların ve doğru araçların kullanımı KOBİ’lerin kapasitelerini artırmalarını ve etkin stratejiler belirlemesini sağlıyor.
COVID-19, küçük işletmelerin kapılarını uzun süre kapatmalarına ve gelirlerini kaybetmelerine neden oldu. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin bütçelerinin kısıtlı olması, hızla gelişen işgücü ve teknoloji pazarındaki değişimler ile uzaktan veya hibrit çalışma modeline geçiş süreci onlar için kolay olmadı. Dynabook Türkiye İş Birimi Yöneticisi Ronald Ravel, bu süreçte KOBİ’lerin etkin politikalar oluşturarak her zaman rekabetçi kalabilmesi ve kendi dinamiklerini tanıyarak, kapasite artırımının önemini vurguluyor.
KOBİ’lerin geliştirdiği stratejilerin kendi yeterlilik ve kapasitelerine dayandığını belirten Ronald Ravel, “Başarılı kalmak için tüm işletmelerin rekabet avantajını korumaları gerekiyor. Hızlı dijital dönüşüm, doğru donanımlar, esnek olmak, değişime açık kalmak ve dış kaynak kullanımı için doğru iş ortakları kullanmanın kombinasyonu başarıyı getirecektir“ diyor.
Dijital dönüşüm yüzde 23 hızlandı
Hızlı dijital dönüşümün KOBİ’lerin üretkenliğinde büyük etkisi olduğu üzerinde duran Ronald Ravel, “Dünya Ekonomik Forumu’nun yakın zamanda hazırladığı bir çalışmaya değiniyor. Çalışma verilerini değerlendiren Ravel, ”KOBİ’lerin teknolojik olgunluklarının hala düşük ile orta düzeyde arasında. Pandeminin getirdiği değişiklikler, KOBİ’lerin sadece 23’ünün dijital dönüşüm hedeflerinin hızlanmasına katkı sağlıyor. Bununla birlikte, AI gibi yeni teknolojileri kullanan ve bulut tabanlı sistemlere geçiş yapan şirketlerin; yeni pazarlara kolay erişim, sorunsuz ve hızlı operasyonlar ve daha düşük toplam maliyetler sayesinde üretkenlik ve verimlilikte gözle görülür bir dönüşüm elde ediyor” diyor.
Ronald Ravel ayrıca dijital dönüşüme dair, “Dijital dönüşüm operasyonları yavaş olan küçük ölçekli işletmeler, kısa vadede CAPEX’i düşük tutmaya çalışırken, daha hızlı olan işletmeler, pazarda meydana gelen değişikliklere karşı daha dirençli oluyor ve rekabet avantajlarını geleceğe hazırlıyor” diye ekliyor.
5 çalışandan 4’ü teknolojik araç seçiminde söz hakkı istiyor
Ronald Ravel, KOBİ’lerin çalışan bağlılığı stratejilerini geleceğe hazır hale getirmek için çalışanlarını teknoloji tedariğinin ilk aşamalarında dahil eden bir model benimsenmesinin kritik önemi üzerinde duruyor. Gensler tarafından teknolojik araçlara yönelik gerçekleştirilen bir araştırmayı da vurgulayarak; “Çalışanların yüzde 76’sının teknolojik araçların seçiminde söz sahibi olmaları performanslarını artırıyor, yüzde 60’ının ise iş memnuniyetini olumlu yönde etkiliyor. Yetenekleri çekmek ve elde tutmak, sonuç olarak KOBİ’lere büyük bir üstünlük sağlayacaktır“ diyor.
KOBİ’lerin hafif ve kompakt, ancak güçlü ve güvenli cihazlara yatırım yapmaları gereğini vurgulayan Ronald Ravel ayrıca, “Çalışanların kullandıkları cihazlar amaca ulaşmak açısından büyük önem taşıyor. İşverenlerin, form faktörü ve tasarıma ek olarak mobilite, güvenlik, güvenilirlik ve bağlantı gibi cihazların diğer temel işlevsel unsurlarını dikkate almaları gerekiyor. Yapılan araştırmalar hibrit çalışma modelinin kalıcı bir hal alacağını gösterdiğinden, son kullanıcılara cihazları aracılığıyla bir dereceye kadar özgürlük sunmak kritik önem taşıyor“ diyor.
Daha fazla çeviklik ve daha iyi uyum sağlayabilme
KOBİ’lerin büyük şirketlerle eş kapasitede kaynaklara sahip olmadığı gerçeğinin altını çizen Ronald Ravel, “KOBİ’leri rekabetten ayıran ve hızla gelişen teknolojik ortama ve artan tüketici talebine ayak uydurmalarını sağlayan şey, çoğu zaman esnek olmaları oluyor. McKinsey Agile Tribe’ın araştırması, uzun vadeli performansın en iyi göstergelerinden biri olarak çevik kuruluşların en sağlıklı kuruluşlar arasında yer alma şansının yüzde 70 olduğunu gösteriyor“ diyor.
Yapay zeka gibi teknolojiler, günümüzde KOBİ’lerin çevikliği açısından büyük ve olumlu etkiye sahip unsurlar olduğunu dile getiren Revel, “İş birliği araçları uzaktan çalışma, otomasyon ve analitik imkanı sağlayarak yönetime yardımcı oluyor. Verilerin, müşterilerin ve çalışanların tek bir yerden daha iyi anlaşılmasını mümkün kılıyor. Gelişmiş veri analitiği, karar vericilerin darboğazları ortaya çıkarmasına, verimliliği artırmasına ve optimizasyon alanlarını belirlemesine yardımcı oluyor. Analiz edilmesi için bu tür verileri KOBİ’ler için dijitalleştirilmiş işlemler üretiyor“ diye ekliyor.
Uygun dış kaynak kullanımı
Dış kaynak kullanımının dikkatli bir strateji ile uygulanması halinde rekabet avantajını artıracağını belirten Ronald Ravel, “Büyüme dönemlerinde işletmeler daha fazla çalışanla maksimum fayda sağlayabilir, ancak daha fazla tam zamanlı çalışanı işe almanın ve desteklemenin getirdiği masrafları karşılamayabilir. Bu, büyüme ivmesini yavaşlatırken büyümenin de sınırlı olmasına neden olur. Böyle bir senaryoya sahip KOBİ’ler için dış kaynak kullanımı daha faydalı bir alternatif olacaktır. Şirket içi bir ekip oluşturmaktan daha ekonomiktir ve çekirdek ekibi dahili görevlere odaklı tutarken yeni yeteneklere erişmenin ve büyümeyi sürdürmenin harika bir yoludur“ ifadesini kullanıyor.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Haberin tümünü okumak için tıklayın