Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Eren, “Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği ve çevre dostlarımızın desteğiyle bu çevre talanına alenen kapı açacak olan ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı açtığımız davayı kazanmış bulunuyoruz. 2005 yılında sadece kum çıkarma ve yatak temizliği yapmak üzere verilen geçici inşaat ruhsatı, 2012’de el değiştirerek kum çakıl çıkarma kapasitesinin çok üstünde, beton üretimine, kimyasal kullanımına, çok katlı bina yapımına kadar sınırsızca genişlemişti” dedi.
Eren’in açıklaması şöyle:
“Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği olarak bir kum madencilik şirketi tarafından ‘kum çakıl ocağı kapasite artışı ve 4 adet beton santrali’ yapımı projesine, nehirlerimizi, çevreyi, doğayı, kamu, insan yararına korumak üzere 2021 Mart ayında itirazlarımızı yapmıştık. Şimdiki eklenen adıyla iklim değişikliğini ve çevreyi korumak görevleri olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bizim teknik, bilimsel raporlara dayanarak itiraz ettiğimiz devasa kapasite artışlı, beton santrali nehir yatağına yapılmış olan binalara eklenecek olan projeye ‘bir zararı yoktur’ anlamında ‘ÇED gerekli değildir’ kararını çıkartıvermişti. Oysa bilim insanlarının, uzmanların verdiği raporlara göre ‘ÇED gerekli değildir’ kararı geri dönülmez tahribatlara neden olacaktı. Bakanlık için çevreyi korumak adına, bunun bir önemi olmalıydı ama maalesef göz ardı edildi.
“NEHİR TEMİZLİĞİ DSİ TARAFINDAN YAPILMALIDIR”
Çevreye, ekosisteme ve kuraklık nedeniyle zaten su rejimi bozulmuş olan Meriç nehrine vereceği zararların yanı sıra kıyı kenar çizgisi ve taşkın sahası içinde kalması nedeniyle bu projenin zaten iptal edilmesi gerekiyordu. Söz konusu işletme projesi, kentimizin ortasından geçen, binlerce yılda oluşmuş, Bakanlığın Trakya Çevre Düzeni Planları’na göre ‘Hassas Ekosistemler’ olarak belirlenmiş alanda nehir canlılarını, yer altı ve üstünü geri dönüşsüz tehdit etmektedir. Kamu yararına çalışması gereken kurumların, Meriç nehrini ‘temizlemek’ adına kum çıkarma kisvesiyle özel şirketlere terk etmesi kabul edilemez. Taşkınları önlemek amaçlı nehir temizliği bilimsel kriterlerle DSİ tarafından yapılmalıdır. Bu dava sonucu bugün söğütlük kent ormanında yaşanılan sürece de örnek oluşturacaktır. Söğütlük Kent Ormanı, kentte yaşayanlar yok sayılarak, içine binalar, beton yollar planlanmak suretiyle ihaleye çıkarılmıştır. Meriç nehri kıyısında bulunan, nehir ile yıllarca komşu olarak yaşamış fakat ne yazık ki taşkın gerekçesiyle aralarına metrelerce beton duvarlar çekilmiş aslında özenle korunması gereken bu alan, birileri öyle uygun gördü diye millet bahçesi yapılamaz. Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği olarak bizler doğal yaşamı korumak amacıyla hukuk yoluna başvurduk. Ardından kamuoyunu bilgilendirmek üzere bir hafta boyunca Saraçlar Caddesi’nde stant açarak halkımızla buluşup görüşlerini ve imza desteklerini aldık. Söğütlük Kent Ormanı’ndaki yapılaşma ve doğa talanını önlemek adına hep birlikte olmanın gücüyle mücadelemizi sürdüreceğiz.”