Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, otomobillerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile ilgili bir çalışma yapılmadığını duyurdu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleşen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Plan ve Bütçe Komisyonu sonrası ÖTV indirimi hakkında sorulan soruyu yanıtladı. Motorlu taşıtlardan alınan ÖTV hakkında sorulan bir soruyu yanıtlayan Bakan Nebati, “ÖTV indirimi ile ilgili bir çalışma yok. Matrah artırımı ile ilgili çalışıyoruz” dedi.
Bakan Nebati, enflasyonun çok yüksek olduğu iddialarına ilişkin “İçinde bulunduğumuz bu dönemde şu ana kadar görülmemiş zincirleme negatif şoklarla uzun yıllar sonra bırakın gelişmekte olan ülkeleri gelişmiş ülkeler bile çift haneli enflasyon ile karşı karşıya. Enflasyonla mücadeleye yönelik dünyada atılan agresif sıkılaştırma adımları Almanya, İtalya ve İngiltere gibi birçok ekonomiyi resesyon riski ile karşı karşıya bıraktı. Bizim modelimiz Türkiye Ekonomi Modeli ve Türkiye bu isimle öncülük yapacak ülkelerin başında. Ülkemize, nüfusumuza, geçmişten tevarüs eden kültürümüzle ortaya koyacağımız performansımıza güvenerek ortaya koyacağımız performansımıza güvenerek Türkiye Ekonomi Modelinin dünyada da önemli bir argüman geliştireceğine inanlardan biriyim. Teorik altyapısı da özellikle birçok mahfilde konuşularak geliştirilmiş sonra da bir modele dönüştürülmüş, girdilerinin ve çıktılarının ne olduğu çok açık olan şeffaf bir model. Enflasyonla mücadelede üretim kapasitesini azaltmadan ve istihdam kayıplarına yol açmadan kalıcı fiyat istikrarını tesis etmeye yönelik politikaları tercih ettik. Diğer ülkeler gibi faizleri arttırsaydık büyümemiz duracak, istihdam kayıpları yaşanacaktı.” dedi.
class=”medyanet-inline-adv”>
Sözlerine şöyle devam eden Bakan Nebati, “Faiz artışları ile üretimi aksatmanın yatırımları ertelemenin ve bu ülkenin potansiyelini sınırlamak istemedik. Buradan milletvekillerimize sormak istiyorum. Dünyada 190 ülke var ve 165 ülkede faiz enstrümanını kullanıyor. 165 ülke içerisinde kaç ülke manşet enflasyonunun altında faiz kullanıyor? İçinde bulunduğumuz dönemde en yüksek seviyesinde çıkan yıllık enflasyonun aralık ayından itibaren belirgin bir gerileme kaydedeceğini öngörüyoruz. Son dönemde küresel enerji ve gıda fiyatlarında görülen gevşeme eğiliminin de ülkemizdeki fiyatlara olumlu yansımalarına şahit olacağız. Hükumetlerimiz süresince en önemli önceliğimiz vatandaşlarımız olmuştur. Bu kapsamda 2002’den buyana ücret ve maaşlarda yaptığımız artışlarla çalışan ve emeklilerimizin alım güçlerinde önemli iyileşme sağladık. 2002 Aralık – 2022 Ekim döneminde reel olarak net asgari ücret yüzde 142,3 aile yardımı dahil en düşük memur maaşı yüzde 88,6 ortalama memur maaşı yüzde 53,6 ve en düşük Bağ-Kur ve esnaf emekli aylığı yüzde 129,2 artış kaydetmiştir. Her zaman gerekli politikaları uyguladık. Önümüzdeki dönemde de bu politikaları kararlılıkla uygulayacağımızdan vatandaşlarımız emin olsun.” ifadelerini kullandı.
class=”medyanet-inline-adv”>
ÜFE-TÜFE AÇIKLAMASI
Nebati, 2021’in başından itibaren ÜFE-TÜFE makasının küresel ölçekte arttığını ve Türkiye’de de bu durumun olduğunu belirterek, “Avrupa bölgesinde ÜFE yüzde 41,9 olmuşken TÜFE 10,7’ye yükselmiş. Yani ÜFE, TÜFE’nin dört katı. Bizim ülkemizde şu an iki katı bile değil. Bunun yanında ÜFE ve TÜFE aslında kapsam olarak birbirinden farklıdır. TÜFE sepetinin yaklaşık yüzde 30’u hizmetler sektörünü içerirken ÜFE’de ise hizmetler grubu yoktur. Ayrıca tüketici fiyatları vergi dahil nihai fiyatlar iken üretici fiyatlarında vergiler yer almaz. Şu ana kadar ÜFE artışlarının büyük ölçüde TÜFE’ye yansıdığı değerlendirilmektedir. Bu nedenle mevcut ÜFE seviyesinin önümüzdeki dönemde TÜFE enflasyonunda öngördüğümüz düşüşü bozacak bir baskı oluşturmasını beklemiyoruz” dedi.
“Enflasyonu arz yönünde hangi politikalarla düşürüyorsunuz?” sorusuna cevap veren Bakan Nebati, “Arz politikalarımız kapsamında yatırımı ve üretimi destekliyoruz. Bu kapsamda tarımsal üretimi desteklerle ve hazine destekli kredilerle finanse ediyoruz. Tarım sektörünün kritik önemi çerçevesinde yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanması için 2022 yılında 39,2 milyar lira ödenek ayırdık. 2023 yılında tarımsal destek bütçesini 54 milyar seviyesine yükselttik. Ayrıca konuşmamada belirttiğim üzere, hazine faizli destekli krediler ve tarımsal sulama yatırımlarını hızlandırmak suretiyle tarımsal üretimi destekliyoruz. Mazot ve gübre desteklerini artık ekiliş dönemi başında veriyoruz. Çok şükür verdiğimiz desteklerin karşılığını alıyoruz. Ülkemiz 2022 yılında tahıl ve diğer bitkisel ürünlerini yüzde 14,3 artarak yaklaşık 70 milyon ton, meyve ve içecek bitkileri üretimi yüzde 3,8 artarak yaklaşık 25,8 milyon ton olacağı öngörülmektedir” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE VERGİ İNDİRİMLERİ YOLUYLA ENFLASYONLA MÜCADELE EDEN TEK ÜLKE DEĞİL”
“Vergilerle enflasyonu düşüren tek ülkeyiz” eleştirilerine katılmadığını söyleyen Nebati, “Türkiye vergi indirimleri yoluyla enflasyonla mücadele eden tek ülke değil. Birçok ülke uyguladığı vergi indirimleri ile hem enflasyonla mücadeleyi hem de vatandaşı yükselen maliyetlerden korumayı amaçlamıştır. Enerji krizinin başladığı Eylül 2021’den bu yana hane halklarını enflasyona karşı korumak için Avrupa ülkeleri çok sayıda ve büyük tutarlı genişleyici mali önlemi uygulamaya koydular. Bunların içerisinde de ülkeler her türlü açıklamalarını yapıyorlar” dedi.
“(ENFLASYONUN) ENAG TARAFINDAN GERÇEKÇİ BİR ŞEKİLDE HESAPLANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR”
TÜİK’in enflasyon oranlarına yapılan eleştirilere yönelik konuşan Nebati, şöyle devam etti:
“Veri toplamak, derlemek ve kamuoyu ile paylaşmak gerçekten ciddi bir iştir. Enflasyon virüsü TÜİK tarafından tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde AB ve dünya genelinde kullanılan uluslararası tanım, kavram ve yöntemlerle hesaplanmaktadır. Uluslararası kuruluşlar bu hesaplamaları sürekli bir şekilde incelemekte ve raporlarında TÜİK’in tüm istatistiklerinin uluslararası kriterlere uyumlu olduğunu ifade etmiştir. TÜİK’in ürettiği resmi istatistiklerin masa başında ve birkaç kişilik bir ekiple hiçbir akreditasyonu olmayan ENAG tarafından gerçekçi bir şekilde hesaplanması mümkün değildir. Böyle bir iddiası varsa ENAG gider ilgili uluslararası kuruluşlardan akredite olur” diye konuştu.
“(Hissedilen ve açıklanan enflasyon arasındaki fark) Avrupa’da hane halklarının yüzde 73’ü açıklanan enflasyonun en az beş kat daha fazlasını hissediyor olduklarını ifade etmişlerdir. Bu oran ülkemiz için sadece iki kattır”
Hissedilen ve açıklanan enflasyon arasındaki farkın büyüklüğüne ilişkin açıklama yapması istenen Bakan Nebati, konuşmasında, “Bunu eleştirenler, Avrupa Merkez Bankası’nın verilerini takip etmemektedir. Onlarda da hissedilen ve açıklanan enflasyon arasında fark olduğunu görmemektedirler. Avrupa Merkez Bankası tarafından uzun dönemli verilerle yapılan çalışmalara göre, tüketici eğilimi anketine katılan hane halklarının yüzde 73’ü açıklanan enflasyonun en az beş kat daha fazlasını hissediyor olduklarını ifade etmişlerdir. Bu oran ülkemiz için sadece iki kattır” dedi.
“TÜİK’E SAYGI”
TÜİK’in madde fiyatlarının yayınlanmadığı konusunda eleştiriler gelmesi üzerine Bakan Nebati, “TÜİK tarafından aylık bazda açıklanan ortalama madde fiyatlarının yayınlanması 2020 yılı mayıs ayından itibaren fiyatların yanlış yorumlanması kaynaklı durdurulmuştur. Ancak endeksler daha detaylı olarak kamuoyuyla paylaşılmaya başlanmıştır. Madde fiyatlarının yayınlanması uygulanmasına uluslararası düzeyde karşılaşılmamaktadır. Ülkemizde veri yayınlama konusunda AB üye ve aday ülkeler, ABD ve Kanada’nın yer aldığı 33 ülke içerisinde en şeffaf olan ülkelerin başında yer almaktadır. TÜİK’e saygı” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE YAPTIĞIMIZ İYİLEŞTİRMELER HER TÜRLÜ ALANDA RAKAMLARA YANSIYACAKTIR”
Refah artışının toplumun her kesimine yansımasının AK Parti hükumetleri döneminde öncelikli politikaları olduğunu belirten Bakan Nebati, “Bu yıl asgari ücrette yüzde 95, kamu görevlilerinin ve memur emeklilerinin aylık ücretlerinde yüzde 85 buçuk, SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkların ise yüzde 78,6’lık artışlar yaptık. Ek olarak asgari ücrette gelir ve damga vergisi kesintisini kaldırdık. Bu uygulamayı tüm ücret gelirleri için geçerli kıldık. Böylece çalışanlarımızın maaş ve ücretlerinde artış sağlamış olduk. Diğer taraftan emeklilerimizin en düşük emekli aylığı tutarını 3 bin 500 liraya yükselttik. Bu yıl yaptığımız ek gösterge düzenlemeleri ile yaklaşık 5,3 milyon memur ve memur emeklimizin mali haklarında önemli artışlar sağladık. Yeni getirdiğimiz uzman öğretmenlik ve baş öğretmenlik unvanları ile öğretmenlerimizin mali haklarında önemli artış sağladık. Ayrıca, sağlık çalışanlarımızın maaşlarında ciddi artışlar sağlanırken intern (stajyer) eğitimi alan öğrencilerimizin ve muhtarlarımızın ücretlerini net asgari ücret seviyesine yükselttik. Nitekim önümüzdeki dönemde bu iyileştirmeler her türlü alanda rakamlara yansıyacaktır” diye konuştu.
class=”medyanet-inline-adv”>
“KKM UYGULAMASININ BAKANLIĞIMIZA MALİYETİ 91,6 MİLYAR LİRA”
Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) hem makro ekonomik büyüklüklere hem de finansal istikrara katkısının inkar edilmeyeceğini savunan Nebati, “KKM’nin maliyeti genel makro ekonomik göstergelere olan pozitif katkısı ile değerlendirildiğinde oldukça sınırlıdır. KKM uygulamasının bakanlığımıza maliyeti 91,6 milyar lira. (KKM’de) Bizim baktığımız şey: Toplam fayda ile toplam maliyet arasındaki fark. Toplam fayda toplam maliyetin çok çok çok üstünde. Şu an KKM hesabımız yatay seviyeye dönüşmüş durumda. Buradaki amacımız milletçe ortak menfaat” dedi.
Nebati, milletvekillerinden vergilerin ve vergi yükünün yüksekliğine ilişkin gelen eleştirilere, “Şu anda Avrupa ve OECD ülkeleri içinde en düşük vergileri kullanıyoruz. Dolaylı vergilerde de öyle. Vergi dilimleri ile ilgili yüzde 129 yeniden değerleme var. Vergi dilimleri kendiliğinden düzenlenmiş olacak. Elbette bu yılın sonlarına doğru bir sorun yaşandı çünkü enflasyon yüksekti. Enflasyon ile mücadelemiz de başarılı bir şekilde, aralık ayından itibaren baz etkisiyle de olsa beklentilerin kırılacağı yönde gideceğini ve attığımız adımların semeresini çok yakın bir zamanda göreceğiz” diye cevap verdi.
class=”medyanet-inline-adv”>
“BORSA İSTANBUL’DA MANİPÜLATİF İŞLEMLERİM YAPILDIĞI ANDAN İTİBAREN DEVREYE GİRDİK”
Borsa İstanbul’un kayıp yaşaması üzerine Sermayeyi Piyasası Kurulunun (SPK) hangi adımları atıp atmadığının sorulması üzerine Bakan Nebati, şunları kaydetti:
“Herhangi bir hazine ve maliye bakanının kendi para birimi cinsinden yatırım araçlarının değer kazanmasından memnuniyet duyması gayet doğaldır. Benim de hazine ve maliye bakanı olarak lira cinsi yatırım araçlarının gelişmesine ve değer kazanmasına seviniyor olmam gayet doğaldır. O dönemde de birçok yabancı ve yerli kuruluş tarafından değerlemeler açısından ucuz olarak görülen borsaya profesyonelinden bireyseline kadar tüm yatırımcıların ilgi gösterdiğini gördük. Biz de herhangi bir tahmin ve yönlendirme yapmadan, yalnız ve yalnızca yatırımcının ilgisine şahit olmanın sevincinin yaşadık. Bizim borsaya karşı temel bakış açımız buydu. Diğer taraftan maalesef aynı dönemde spot ve vadeli piyasalar arasındaki fiyat ilişkisini kullanarak manipülatif işlemler yapan bir grup piyasada bir-iki günde işlem miktarlarını çok artırmıştır. Biz zaten pozisyonların artışından itibaren devreye girdik. Piyasaları sakinleştirmek için bizzat bakanlığımız koordinasyonunda yapılan çalışmalarla piyasalarda bu süreçlerin minimum hatta sıfır hasarla atlatılmasını sağladık. Herhangi bir kişi ‘ben zarar gördüm’ diyemez. Bu olayı çözümleme şeklimiz ve hızımız piyasa paydaşları tarafından takdir edilmiştir. Sektördeki aracı kurumlarımız ve piyasa altyapı kuruluşlarımız bizlere teşekkür etmişlerdir. Konuya ilişkin olarak SPK, piyasa dolandırıcılığı suçu kapsamında 10 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş, gözaltına alınan 8 şüpheliden 5’i de tutuklanmış durumdadır. Adli süreç devam ediyor. Diğer konular zaten yargıya intikal etmiş olup süreç yargı aşamasındadır.”
class=”medyanet-inline-adv”>
“VARLIK BARIŞI İLE YURT DIŞINDAN 12,3 MİLYAR LİRA ÜLKEMİZE GETİRİLMİŞTİR”
Varlık barışı uygulamalarında bu yıl Türkiye’ye gelen döviz tutarlarının karşılığının 25,5 milyar lira olduğu bilgisini veren Nebati, “Bu yılın ortalama dolar kuru ile 1,57 milyar dolardır. En son temmuzda yürürlüğe giren varlık barışı uygulaması ile yurt içinden toplam 4,7 milyar lira varlık beyan edilmiş, yurt dışından 12,3 milyar lira -ortalama dolar kuru ile 760 milyon dolar- varlık ülkemize getirilmiştir” ifadelerini kullandı.