Yayınlanma tarihi: 12 Eylül 2022 Pazartesi
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’ın raporuna göre, Türkiye’nin en değerli 100 markasının toplam değeri 16 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Ancak araştırmalarda öne çıkan bir başka sonuç var ki, ortalama ihracat kilogram değeri yüksek olan ülkeler, aynı zamanda markası çok olan ülkeler. Global ekonomi yarışında KOBİ’lerin sadece ihracat yapması yetmiyor. Marka olmayı başarabilen KOBİ’ler bir yandan katma değeri yüksek ürün ihraç ederken, diğer yandan ülkelerini daha üst sıralara taşıyor.
PAZARLAMA FARKINDALIĞI
Üyelerinin uluslararası pazarlarda kendi markalarıyla küresel bir oyuncu haline gelmesini hedefleyen İstanbul Ticaret Odası’nın 22 Ağustos’ta başlattığı ve 4 bin 70 firmanın başvurduğu Dijital Pazarlama ve Markalaşma Eğitimi’nde geçtiğimiz hafta ‘Marka Değerini Artırmak ve Dünya Markası Olmak’ konuları ele alındı. Global Magic Brands Kurucusu Ömer Şengüler tarafından verilen eğitim programları, Oda’nın youtube kanalından da canlı olarak yayınlandı. Programlarda, markanın değerini belirleyen faktörler, dünya markası olmak için dikkat edilmesi gerekenler, pazarlama farkındalığının etkileri gibi konularda detaylı bilgiler aktarıldı.
MARKA DEĞERİ
Marka değerinin şirket değerinden farklı ve soyut değil, somut bir değer olduğunu belirten Ömer Şengüler, “Marka değeri finansal rakamlarla bulunmaz. Hisse değeri farklı, marka değeri farklı. Satın alan kişi veya şirket, hisse değeri ve marka değerini ödemek zorunda. Marka değeri için araştırmaları sosyologlar yapıyor. Bir şirketin cirosunun yüzde 5’i dışardan olmalı ki, dünya markası olsun. Evrende algınız kadar büyüksünüz. Dünya markası olmak, dünya insanı olmayı gerektirir. Bir marka her gittiği ülkede, bölgede kültürel kuralları dikkate alır. Çünkü markanın sahibi hedef kitledir” dedi.
Şengüler, bir markanın dünya markası olabilmesi için insan gibi düşünmesi gerektiğinin altını çizerken, dolayısıyla markanın da canlı olduğunu ve bir DNA’sının olduğunu söyledi.
PAZARLAMA NEDEN GEREKLİ?
Pazarlamanın, markanın oluşumundaki önemine de dikkat çeken Şengüler şöyle konuştu: “Pazarlama, üretim öncesinden satış sonrasına her şeyin mükemmel gitmesini sağlayan, başlangıç ve bitiş noktası olmayan, markanın ömrü boyunca sürecek bir yaşam döngüsüdür. Pazarlama; araştırmadır, konumlandırmadır, kurumsal kimliktir. Ürüne marka adı geliştirmek; ürünü, hizmeti, hedef kitleyi iyi tanımaktır. Markayı tüm tehditlerden korumaktır. Dolayısıyla, hesap kitaptır, analizdir, stratejidir, matematiktir. Müşterilerinizi nasıl memnun edeceğinizi ve nasıl sadık kılacağınızı size söyler. Aslında markayı yaratan pazarlamadır.”
İYİ BİR MARKANIN 13 KARAKTERİSTİK ÖZELLİĞİ
Bir markanın dünya markası olabilmesi için insanı dikkate alması gerekiyor.
Markalar insanları umursarlar.
İnsani markalar, insanları banknot gibi görmez. Değer ilişkisini önemserler.
İnsani markalar konuştuğundan daha fazla dinler, ancak ihtiyaç olduğunda bir şey söylerler.
İnsani markalar robot veya plaza diliyle iletişim kurmaya çalışmazlar. Yani insan gibi konuşurlar.
Tarzları vardır. Markanın kişiliği ciddiyse onlar ağırbaşlı, eğlenceliyse neşeli, çekiciyse sempatik, ilham verense yaratıcıdırlar.
İçlerindeki çocuğu kesinlikle gizlemez, bilakis açığa çıkarırlar.
Hatalarını kabul ederler. Hiçbir insan mükemmel olmadığı gibi hiçbir marka da mükemmel değildir.
İnsani markalar saklanmazlar. Her zaman sizi cevaplamak için hazır ve nazırdırlar.
Kendilerinden emindirler. Kim olduklarını çok iyi bildikleri gibi müşterilerine ne sunduklarının da farkındadırlar.
Kendilerini çok iyi tanıdıkları gibi muhataplarını da çok iyi tanırlar.
İnsani markalar durağan varlıklar değildir. Çeviktirler, kendilerini devamlı geliştirirler.
İnsana yatırım yaparlar. İnsani markalar çok iyi bilirler ki, insana yatırım yapanın yanlış yapma olasılığı çok düşüktür. İnsana ve şirket kültürüne yatırım yapmayanlar ne içeride ne dışarıda bir insani marka olamazlar.