Yayınlanma tarihi: 18 Nisan 2022 Pazartesi
Firma sayısındaki artışla e-ticaretin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’daki (GSYH) payı da büyüdü. Pandemi öncesinde yüzde 2.7 olan GSYH’deki e-ticaret payı, 2021 sonunda yüzde 5.1’e ulaştı. Bu artış, e-ticarette yeni rotayı KOBİ’lerin çizeceğini gösteriyor.
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Pandemi, birçok sektörde ‘öncesi ve sonrası’ kıyaslamalarının yapıldığı bir süreci de başlattı. Ülke ekonomileri 2020 ve 2021 yıllarını öngörülemeyen durumla mücadele etmekle geçirirken, sektörler de hem zorluğu hem değişimi birlikte yaşadı. Bu dönemde hızlı yükselişiyle öne çıkan sektör ise e-ticaret oldu. Karantina uygulamaları, tam kapanma ve kısmi kapanma dönemlerinde e-ticaret kolaylık ve alternatif çözüm avantajlarını kullandı.
VERİLERDEKİ SÜRPRİZ
Türkiye’de e-ticaretteki verilerin tek elde toplandığı Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi’nin (ETBİS) 2021 yılı istatistikleri açıklandı. Rapora göre, e-ticaret hacmi 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 69 artarak 381.5 milyar liraya çıktı. Sipariş adedi ise yüzde 46 artışla 3 milyar 347 milyon seviyesinde gerçekleşti. Ayrıca, 2021 yılında e-ticaretin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 24 artarak yüzde 5.1’e yükseldi. Geçen yıl 162 bin 51 işletme ilk kez e-ticaret faaliyetinde bulunurken, toplam işletme sayısı da 484 bin 347 oldu. Bir başka dikkat çekici veri ise e-ticaret faaliyeti yürüten işletmelerin yüzde 40’ı İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’u yüzde 8 ile Ankara, yüzde 6.5 ile İzmir, yüzde 4 ile Bursa, yüzde 3.5 ile Antalya ve yüzde 2 ile Konya takip ediyor.
SEKTÖR BAZINDA DURUM
2021 yılındaki 381.5 milyar liralık e-ticaret hacmine sektör bazında bakıldığında, beyaz eşya ve küçük ev aletleri yaklaşık 52.9 milyar lira, giyim, ayakkabı ve aksesuar 24.2 milyar lira, elektronik sektörü ise 21.4 milyar lira oldu. Bu alanları, 18.3 milyar lirayla havayolları, 14.5 milyar lirayla yemek, gıda ve süpermarket ile 10.7 milyar lirayla seyahat, taşımacılık ve depolama sektörleri izledi. e-ticaret harcamalarının yurtiçi-yurtdışı dağılımına bakıldığında ise yurt içi harcamaların payı yüzde 92 ile 349 milyar lira oldu. Diğer ülkelerin Türkiye e-ticaret sitelerinden yaptığı harcamalar yüzde 4 ile 16.4 milyar lira, vatandaşların yurt dışından yaptığı alımlar yüzde 4 ile 16.5 milyar lira olarak gerçekleşti.
PANDEMİ ÖNCESİ VE SONRASI
Türkiye’deki e-ticaret özelinde de verileri baz alarak, ‘pandemi öncesi ve sonrası’ kıyaslaması yapabilmek mümkün. 2019 yılı sonunda yani pandemi öncesinde 68 bin 457 işletme e-ticaret alanında faaliyet gösteriyordu. 2021 sonunda 484 bin 347 işletme rakamına ulaşılarak yüzde 607’lik bir artış yaşandı. Yani pandemi döneminde 415 bin 890 işletme e-ticarete yelken açtı. Pandemi öncesinde e-ticaretin GSYH içindeki payı yüzde 2.7 seviyesindeyken, bu oran 2021 sonunda yüzde 5.1’e yükseldi. Diğer bir ifadeyle, e-ticaretin GSYH içindeki payı yüzde 89 arttı. Salgın öncesinde yüzde 9.8 olan e-ticaretin genel ticarete oranının 2021 sonunda yüzde 17.7’ye çıkması ise yüzde 81’lik yükselişe karşılık geldi. Rakamlar e-ticaretin artık ekonominin dönüştürücü gücü olmaya başladığına da işaret ediyor.
DİJİTAL DÖNÜŞÜME UYUM DEPAR ATTIRDI
Son iki yıllık süreci değerlendiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım, pandeminin etkisiyle hem üreticilerin hem de müşterilerin dijital dönüşüme adaptasyonunun büyük hız kazanmasının e-ticaretteki yükselişe adeta depar attırdığını söyledi. Verinin değerinin anlaşılmasının özellikle takip edilebilir veri kaynağına sahip olunmasının da e-ticaretteki yükselişi hızlandırdığını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: “Önceden ağırlıklı olarak giyim, ayakkabı ve aksesuar sektörü ön planda iken, pandemiyle birlikte çevrimiçi satın alma konusunda daha çekingen yaklaşılan başta yüksek teknoloji içeren sektörlerden elektronik eşya, beyaz eşya gibi sektörler, bunun yanında yeme içme/gıda alanlarında çevrimiçi alışverişlerinde büyük bir artış gözlemlendi. Metalurji ve kimya sektörü başta olmak üzere endüstriyel pazarda bile üç haneli büyüme oranları yaşandı.”
EKOSİSTEM KIRSAL KESİMİ DE KAPSAMALI
e-ticaretteki devrimi aslında lojistik alanındaki yükselişle bütünleştirmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Figen Yıldırım, şöyle devam etti: “Doğru zamanda, doğru yerde, doğru miktardaki pazarlama sunumunu gerçekleştirebilmek tedarik zinciri yönetimi boyunca etkinliği sağlamakla mümkün. Ancak Türkiye geneline bakıldığında kentsel kesime yönelik sürecin kırsal kesimi kapsamadığı görülüyor. Niş alan buradadır. Kırsal kesimde yaşayan kitleleri de kapsayıcı bir e-ticaret ekosisteminin yaratılması da önemli. e-ticaret tedarik zinciri yönetiminin iyileştirilmesi, doğru stok yönetimi, analitik odaklı talep planlaması, envanter yönetimi ve dağıtım politikalarının geliştirilmesi parametrelerine de dikkat edilmeli. Başta kargo şirketlerinin farkındalığının artırılması ve e-ticaret firmaları ile kargo şirketleri arasında işbirliğinin geliştirilmesi gerekiyor. e-ticaret firmaları ile kargo şirketleri arasında ortak iş geliştirme stratejileri de oluşturulmalı. Başarı ancak tedarik zincirindeki tüm oyuncuların işbirlikçi çözüm odaklı, kazan-kazan ilkesine göre hareket etmeleri ile sağlanabiliyor.”
GELECEK KÜÇÜK VE ORTA BOY İŞLETMELERDE
Pazarlama ve satış başta olmak üzere e-ticaretin lojistik, tedarik, finansman, sigorta, ticari işlemler, gümrük, muhasebe, hukuk gibi birçok alanda dönüşümleri beraberinde getirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Figen Yıldırım, e-ticarette olası gelişmeleri ise şöyle özetledi: “Türkiye, e-ticaretteki büyüme oranına bakıldığında 2021 yılında dünya ölçeğinde 18. sırada yer aldı. e-ticaret ekonomisi, sadece finansal değil, sosyal çevre, kültürel yapı, istihdam gibi konular başta olmak üzere birçok makro ve mikro çevre değişkenin de dönüşümünü sağlayacak. Fayda odaklı, akılcı yaklaşımların yükseldiği bu yeni ekonomik düzende rekabetin silahları da yer değiştirdi. Hız, esneklik, kısa süreçlerde sürekli inovasyon ve maliyetlerdeki etkinlik, en önemli rekabet avantajı oldu. Bu anlamda ülkemizde büyük öneme sahip KOBİ’lerin e-ticaretteki yeri ve dijital dönüşüm seviyeleri, ekonomideki değişimin rotasını belirleyecek. Operasyon olarak daha kolay adapte olabilen KOBİ’ler bu sayede büyük ölçekli firmaların önüne geçebilir, hatta uluslararası ticarette dahi etkili olabilir. Ticari işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan, istihdamın yüzde 72’sini sağlayan KOBİ’ler, doğaları gereği e-ticaretin tam kal-bidir. Ekonomideki dönüşüm onların e-ticaret sistemindeki büyümeleri ile mümkün.”