Yayınlanma tarihi: 19 Eylül 2022 Pazartesi
Almanya Tedarik Zinciri Kanunu ile büyüklüğü ne olursa olsun mal veya hizmet sağlayan tedarikçiler, belirlenen kriterlere uyum için gerekli adımları atmak zorunda kalacak. Ocak 2023’te yürürlüğe girecek yasa, Alman firmalarını, tedarikçileriyle yaptıkları ticari sözleşmeleri güncellemeye zorlayacak. Tedarikçi Türk firmalarının da yasadaki kriterlere uyum için risk raporu hazırlamaya başlaması öneriliyor.
HABER: ADEM ORHUN
Almanya’da kabul edilen yeni Tedarik Zinciri Kanunu, Türkiye’deki ihracatçı şirketleri de yakından ilgilendiriyor. Büyük Alman firmalarının tedarikçilerinin, yurt dışındaki tedarikçilerinin insan hakları, çevreyi koruma, ayrımcılık, sosyal haklar gibi konularda kriterlere uyduğundan emin olmasını şart koşan kanun, 2023 başında yürürlüğe girecek. Kanunun, tedarikçi şirketleri nasıl etkileyeceğine dair bir seminer düzenlendi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Alman-Türk Ticaret Sanayi Odaları işbirliğinde düzenlenen online seminerin açılışında konuşan TOBB KOBİ Araştırma ve Danışmanlık Merkezi Müdürü Cahit Ceren, “Alman firmasına mal satan veya hizmet veren tedarikçilerin kanunda belirtilen kriterlere uygun hale gelmesi lazım. Bu yönde hazırlık gerekiyor” dedi.
Seminerin uzman konuşmacısı ise kanun metnini Türkçe’ye çeviren isimlerden biri olan Prof. Dr. Mehmet Köksal oldu. Alman-Türk TSO Tahkim Divanı Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Köksal, “Bu kanun, şirketleri ‘her ne olursa olsun iş yapma’ niyetinden, insan haklarına uygunluk ve çevreyi koruma ilkesiyle iş yapmaya zorlayacak” diye konuştu.
CİRO SINIRI YOK
Prof. Dr. Köksal, Almanya’da çıkan kanun hakkında şunları söyledi: “Yeni düzenleme, Alman şirketlerinin, yurt dışındaki tedarikçilerinin, kanundaki kriterlere uyduğundan emin olunmasını istiyor. Uygulama, dünya genelinde 3 binden fazla çalışanı olan Alman şirketleri için Ocak 2023’te başlayacak. Ocak 2024’te ise 1.000 ve daha fazla çalışanı olan bütün Alman şirketleri kanun kapsamına girecek. Alman şirketlerinin yurt dışındaki tedarikçileri için ise personel sayısı sınırı yok. Bir çalışanı olan şirket dahi, şayet büyük Alman şirketlerine mal veya hizmet satıyorsa, bu kanunun istediği kriterlere uymak zorunda. Ciro sınırı da yok. Kanunla birlikte, iş/ticaret sözleşmelerine yeni maddeler eklenmesi kaçınılmaz.”
Prof. Dr. Köksal, konuşmasında şu bilgileri paylaştı: “Sadece sanayideki imalatçılar değil, hizmet ve finans sektöründeki tedarikçiler de kanun kapsamında. Tedarikçinin tedarikçisi de yükümlülüklere uymak zorunda. Avukatlık veya gümrük müşavirliği firmaları da tedarikçinin hizmet tedarikçisi olsa bile bu kanun kapsamına giriyor. İş güvenliği kriterleri ve mevzuatı konusunda Türkiye’de yasal açık bulunmuyor. Örgütlenme özgürlüğü ise Türkiye’de sıkıntılı alanlardan biri. Yüzde 14 seviyesinde kalan sendikal örgütlenme sorun olarak görülüyor. Tedarikçi firmaya karşı, sendikal faaliyet sebebiyle açılmış dava varsa, o tedarikçinin Alman şirketlerle ticaret yapması bazı sıkıntılar doğuracaktır. Barışçıl protestolara izin verilmesi isteniyor. Türk şirketleri böyle bir durumda güvenlik güçlerinin çağrılmaması şartıyla da karşı karşıya. Toplu iş sözleşmesi ve grev hakkında normalde 2 ay içinde sonuçlanması gereken yetki itirazı davaları 3-4 yıl sürüyor. Bu da bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.”
Tedarikçi firmaların personel alım ilanlarında ayrımcılık denebilecek ifadeler olmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Köksal, “İş ilanında ‘Askerliğini yapmış erkek aday’ şeklinde bir ifade varsa bu ‘ayrımcılık’ kriterlerinin ihlali olarak kabul ediliyor. Eşit işe eşit ücret konusu da kanunda yer alıyor. Bu konuda ayrımcılık tespit edilirse iş ilişkisi tehlikeye girebilir” dedi.
HER YIL YENİDEN
Tedarikçi şirketin her yıl risk analizi yapmak zorunda olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Köksal, “Ürün veya üretim prosesi değiştiğinde de yeni iş analizi gerekiyor. Tedarikçi şirketler, iç yönetimlerinde ihlali takip edecek sorumlu yönetici atamak zorunda. Türk şirketlerin, istenen belgeleri İngilizce veya Almanca hazırlaması gerekiyor” dedi.
AB DİREKTİFİ YOLDA
Konuyla ilgili olarak bir AB direktifinin 2025’te çıkmasının beklendiğini kaydeden Prof. Dr. Köksal, “AB direktifi yürürlüğe girerse Alman şirketleri için personel sayısı şartı 250’ye düşecek. AB direktifinde ciro kriterinin de olması bekleniyor” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Köksal, Almanya’daki kanunun dışarıda uygulanması halinde bazı kriterlere uyum için TBMM’de yasal düzenlemenin gündeme gelebileceğini belirtti. Webinarda paylaşılan bilgiye göre Alman firmalar, kanunun şart koştuğu özen yükümlülüğü sebebiyle tedarikçileriyle yaptıkları iş sözleşmelerine yeni döneme uygun maddeler koymaya başlayacaklar. Hatta Alman makamlarının uygulayacağı cezalar sebebiyle tedarikçi şirketlerle yapılacak sözleşmelere rücu maddeleri eklenebileceği belirtildi. Alman firmalar, tedarikçi firmaya rücu edemiyorsa, tedarikçiyle iş yapmayı sonlandırma yoluna gidebileceği kaydedildi.
TOBB TEDARİKÇİ GELİŞTİRME PROGRAMI’NA ÇAĞRI
Seminerde, TOBB’un Tedarikçi Geliştirme Programı’na da dikkat çekildi. TOBB KOBİ Araştırma ve Danışmanlık Merkezi Müdürü Cahit Ceren, “Büyük işletmelerle KOBİ’leri buluşturuyoruz. Küçük ve orta boy işletmeler bu programa katılabilir. Aynı şekilde büyük firmalar da tedarikçi programı düzenlenmesini isteyebilirler. Tedarikçi Geliştirme Programı konu başlığıyla [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz” dedi.
İHRACATÇI ŞİRKETLERE TAVSİYELER
Almanya’da kabul edilen Tedarik Zinciri Kanunu’nun Türkçe çevirisini yapan ekibin başında bulunan Prof. Dr. Mehmet Köksal, kanunun Türkiye’de uygulanmasına dair bazı tavsiyelerini şöyle sıraladı:
* Şirket içinde yetkili olacak kişi ve insan hakları sorumlusu tespit edilmeli.
* Özen yükümlülüğü ve risk raporu hazırlama konusunda profesyonel destek alınmalı.
* Risk haritası yazılı olarak oluşturulmalı.
* Önleyici tedbirler belirlenmeli, gerekli eğitimler verilmeli.
* Kriterlere uyum ve risklere karşı denetlemeler yapılmalı.
* Sözleşmeyle ilgili kurallar ve kontroller geliştirilmeli.
* Satın alma ve diğer konularla ilgili eski sözleşmeler gözden geçirilmeli.
* Kendi tedarikçinizle yaptığınız sözleşmelerde, ihlal halindeki cezai şartlar yazılmalı.
* Çalışanlar için kolay ulaşılabilir şikayet mekanizmaları geliştirilmeli.
CEZALAR KRİTERLERE UYMAYA ZORLAYACAK
Kanuna uymayan Alman şirketlerine uygulanacak yaptırımlar:
* 50-800 bin Euro para cezası
* Cironun yüzde 4’üne kadar tazminat
* Kamu ihalelerine girme yasağı