İmam GÜNEŞ
Yüksek Mimar Ahmet Çuhadaroğlu tarafından 1954 yılında kurulan ve küçük bir demir atölyesinde 5 çalışan ile çelik yapı elemanları üretimi yapan Çuhadaroğlu, bugün başta alüminyum ve metal olmak üzere kendi yazılımını da üreten, tasarlayan bir yapıya dönüştü. Şirket, çatısı altında; alüminyum mimari sistemleri, alüminyum aksesuarları ve endüstriyel profillerin üretimini yapan interal, otomatik kapı ve kapı aksesuarları üreten interax, dayanıklı alüminyum doğramalar, kurşun geçirmez doğramalar ve bombaya karşı dayanıklı cephe üretimi yapan intersecure, mimari ihtiyaçlara uygun üretiminde bulunan interwall, dijital platformlarda yer alacak ürün, uygulama ve sistem çözümlerinin yer aldığı interdigi markalarıyla faaliyet gösteriyor.
Bugün 750 kişiyi istihdam eden Çuhadaroğlu, 5 kıtada 50 ülkeye ihracat yapıyor. 2016 yılında hissesinin yüzde 25’ini halka açan şirket, toplam 70 bin metrekarelik üretim alanında yıllık ortalama 30 bin ton alüminyum üretimi yapıyor. Çuhadaroğlu Genel Müdürü Kenan Aracı, şirketin hedefl eri ve stratejilerini DÜNYA’ya anlattı.
150 mühendis-mimar çalışıyor
Çuhadaroğlu’nun temelde bir mühendislik şirketi olduğunu belirten Aracı, 750 çalışanın 150’sinin mühendis ve mimar olduğunu vurguluyor. Cirolarının yüzde 10’unu Ar-Ge’ye harcadıklarını kaydeden Aracı, “Ar-Ge ve tasarım merkezimiz var. Kendi sistemlerimizi kendimizi geliştiriyoruz. Alüminyum olarak kendi ürünlerimizi fason üretmiyoruz. Dikey entegrasyon yaptık. İleriyi görerek yazılım ve sistem geliştirmeye odaklandık. Geçen yıl yaklaşık 1,5 milyar TL ciro yaptık. Dolar bazında 2,5 kat büyüdük. Bu büyümeye rağmen memnun değiliz. Çünkü hedefimiz daha yüksek. FAVÖK’te yüzde 11’den 19’lara çıktık. Bu oranı daha yukarıya çekebilirdik. Hedefimiz yüzde 30’ları yakalamak. Daha fazla katma değer yaratarak hem kendimize hem ülke ekonomisine katkı sunmak istiyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Geri dönüşüm odaklı büyümeyi planlıyor
İki tesiste üretim yaptıklarına değinen Aracı, tesislerden birinin 50 bin metrekare diğerinin ise 20 bin metrekare olduğunu belirtiyor. Bu tesislerde yıllık ortalama 30 bin ton alüminyum üretimi yapıldığını kaydeden Aracı, “Lüleburgaz’daki arazimize yeni yatırım yaparak üretimimizi artırmayı planlıyoruz. Şu an sektörümüzde bizim gibi entegre tesis yok. İhtiyacımız olan hammaddeden nihai ürüne kadar birçok zincirde üretim yapıyoruz. Katma değeri yüksek tutuyoruz. Ar-Ge’ye yatırım yaptıkça katma değer ve FAVÖK oranını artırdık. Enerji maliyetlerinin artacağını düşünerek alüminyumda geri dönüşüm odaklı büyüme hedefimiz var. Sistemin geri dönüşümüne odaklanmamız lazım. Geri dönüşümde enerji maliyetleri çok düşüyor.”
“KOBİ’lerin ihracatçı olmasına katkı sağladık”
“Hedefimiz global marka olmak” diyen Aracı, “Çuhadaroğlu bünyesindeki 5 markamızı da bu amaçla kurduk. 5 kıtada 50 ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa’da ilk 10’da yer alıyoruz. Ülkemizdeki yerli firmalarımıza yerli üretim için ilham veriyoruz. Özellikle KOBİ’ler yatırımlarımızdan ve ihtiyaçlarımızdan ilham alarak girişimler yapıyor, ihracatçı firmalara dönüşüyor. İhtiyaç olan ürünleri kendimiz de üretebiliriz ancak bir şirket her şeyi kendisi yapmamalı. Temel iştigal alanlarına yoğunlaşmalı. Böylece bir ekosistem içeresinde hep birlikte büyüyor, cari açığı azaltarak yatırım yapmış oluyoruz” şeklinde konuşuyor.
“Teknoloji odaklı yatırımlar yapılmalı”
Satışlarının yüzde 60’ının ihracat olduğuna dikkat çeken Aracı, artan sipariş talepleri nedeniyle kapasitede üç aylık doluluğa ulaştıklarına değiniyor. Sektörde işlerin yolunda gittiğini ifade eden Aracı, şu bilgileri paylaşıyor: “Sektörün genelinde yüzde 50’lik büyüme gerçekleşti. Kapasite kullanım oranları yüzde 50’lerden yüzde 90’lara ulaştı. ABD-Çin arasındaki gerilim bize yaradı. Pandemi ile birlikte duran talep hareketlendi. Talebi sürdürülebilir kılmak için şimdiden verimliliği konuşmak lazım. Yatırımların teknoloji odaklı olması ve devletin de bu yatırımları desteklemesi lazım.”
RUSYA’DAKİ SAVAŞ ORTAMI TALEPLERİ TÜRKİYE’YE KAYDIRDI
Rusya’da pazarında aktif olmadıklarını ancak savaşla beraber taleplerin gelmeye başladığını kaydeden Aracı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında Ruslar bizim rakibimiz. Hammadde ve enerjiye yakınlar. Ancak üretimde zayıfl ar. Daha standart üretim yapıyorlar ya da ülkelere ‘gelin burada üretin’ diyor. Aldıkları işlerde birtakım taahhütler var. Bu işlerin bitirilmesi için malzeme tedarikini bizden talep ettiler. Üst segment ürünler istediler. Bazı ülkeler Rusya’dan ürün almak istemiyor. Bu da ayrıca fırsat olabilir. ”