PROF. Güven Sak, DÜNYA Gazetesi’ndeki 9 Mayıs 2022 tarihli yazısında e-ticaret yasası hazırlıklarına değindi:
– Dijital dönüşüm çağında Türkiye’nin, hızla büyüyen e-ticaret piyasasını elbette düzenlemesi gerekiyor. Ancak bu düzenlemelerin piyasanın gelişmesini zorlaştırmaması, kolaylaştırması esas olmalı.
Prof. Sak, şu noktanın altını çizdi:
– Büyümeyi engelleyen değil, büyüyenin pazar gücünü, rakipleri ve müşterileri aleyhine kullanmasını engelleyecek bir çerçeveye ihtiyaç var. Bu tasarı öyle değil.
Tasarı TBMM’de hızla yasalaştı. Yasayla gündeme gelen en çarpıcı uygulamalardan biri e-ticaret platformunun işlem hacmine bağlanan lisans bedeli oldu.
İşin uzmanları, lisans bedelleriyle ilgili “hacim aralığı”na dayalı bir tablo hazırladı. Hesap yapılırken dolar 17.2 lira düzeyindeydi:
- 10-20 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 0.03, yıllık 3 milyon lira hesaplanıyor. Döviz bazında 174 bin 114 dolara denk geliyor. Lisansın toplam hacim içindeki payı yüzde 0.02 oluyor.
- 20-30 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 0.05, yıllık 8 milyon lira hesaplanıyor. 464 bin 306 dolara denk geliyor. Lisansın toplam hacimdeki payı yüzde 0.03.
- 30-40 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 1, yıllık ödeme 108 milyon liraya çıkıyor. 6 milyon 268 bin dolara denk geliyor. Lisansın toplam hacim içindeki payı yüzde 0.27 oluyor.
- 40-50 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 5, yıllık ödeme 608 milyon liraya, döviz bazında 35 milyon 287 bin dolara çıkıyor. Lisansın toplam hacim içindeki payı yüzde 1.22.
- 50-55 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 10, yıllık lisans bedeli 1 milyar 108 milyon lirayı, döviz bazında da 64 milyon 306 bin doları buluyor. Lisansın toplam hacim içindeki payı yüzde 2.01’e yükseliyor.
- 55-60 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 15, yıllık lisans bedeli 1 milyar 858 milyon liraya, döviz bazında 107 milyon 835 bin dolara ulaşıyor. Lisansın toplam hacim içindeki payı yüzde 3.10 olarak hesaplanıyor.
- 60-65 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 20, yıllık lisans bedeli 2 milyar 858 milyon liraya, döviz bazında 165 milyon 873 bin dolara tırmanıyor. Lisansın toplam hacim içindeki payı yüzde 4.40’ı buluyor.
- 65-80 milyar lira: Lisans + bedel yüzde 25, yıllık lisans bedeli 6 milyar 608 milyon liraya, döviz bazında 385 milyon 517 bin dolara fırlıyor. Lisansın toplam hacimdeki payı yüzde 8.26’ya ulaşıyor.
Sektörün önemli oyuncularından birinin yöneticisi lisans bedelleriyle ilgili şu yorumu yaptı:
– Peşin tahsil edilecek, net işlem hacminin yüzde 25’ini bulabilecek oranda lisans ücreti getirilmesi, e-ticarette adeta bir çifte vergilendirme dönemini başlatacak.
Bunun ne anlama geldiğini bir t-shirt üzerinden örnekledi:
– Yani, basit bir hesapla kullanıcı 100 liraya bir t-shirt aldığında platform 1 lira kâr ederken devlete 25 lira vergi verecek.
Net işlem hacmi ile ilgili şu noktanın altını çizdi:
– Net işlem hacmi, sadece e-ticaret şirketinin gelirini değil, satıcıların yaptığı satışların da dahil edildiği toplam geliri ifade ediyor. Bu durumda satıcıların hakkı olan gelirden de kamuya pay verilmesi söz konusu oluyor.
Türkiye’de pazar yerlerinde 500 bine yakın esnaf ve KOBİ’nin ticaret yaptığını vurguladı:
– 500 bine yakın esnaf ve KOBİ de bu yeni çifte vergilendirmeden doğrudan etkilenecek. İşlerini dijitale taşımalarının hızı da kesilmiş olacak.
Yeni yasayla reklam, lojistik, teslimat gibi alanlara da kısıtlamalar getirildiğine işaret etti:
– Bu da sektörde maliyetlerin artmasını beraberinde getirecek. Bütün ekonomik modellemeler ülkemizde e-ticarette fiyat ortalamasının reel ticaretin altında seyrettiğini gösterir. Yeni yapıda bu trendin sürmesi imkansız.
Kampanya sınırlamasını tüketici ve satıcılar açısından değerlendirdi:
– E-ticaret platformlarının uyguladığı kampanyalar sadece müşteriler değil satıcılar için de birçok avantaj barındırıyor. Kampanya sınırlaması, tüketicinin alım gücünü de olumsuz yönde etkileyecek.
Her sektörde tekelleşmeyi, kartelleşmeyi frenleyecek, devleşen şirketlerin rakiplerini öldürücü, yok edici adımlarını durduracak düzenlemelerin olması, uygulanması gerekiyor.
Ancak, alınan önlemlerin de büyümeye gem vuracak sertlikte olmamasına özen göstermek gerekir değil mi?
e-ticaret sektörü dışarıdan 7 milyar dolarlık fon çekti
SON yıllarda sıklaşan şu haberleri kanıksadık:
- T, yeni yatırım aldı, değeri 15 milyar doları aştı.
- G, son çektiği yatırımla 10 milyar doların üzerine çıktı.
- H’nin değeri 4 milyar dolara dayandı.
e-ticaret sektörünün önde gelen isimlerinden biri, son 5 yılda gelen yabancı yatırım rakamına işaret etti:
– Türkiye e-ticaret sektörü son 5 yılda, 6-7 milyar dolar düzeyinde yabancı yatırım çekti. En fazla yatırım alan teknoloji şirketlerine baktığımızda Almanya, İngiltere, Hollanda ve İsveç’i değil, Türkiye’yi, Türk e-ticaret şirketlerini görüyoruz.
Şu noktanın altını çizdi:
– Bu yabancı yatırımcılar Türkiye’nin geleceğine, potansiyeline güvenerek gelmişlerdi. Yeni yasayla e-ticaret sektöründe büyümenin limitlenmesi, yabancı yatırımcıyı da düşündürür.
Ardından ekledi:
– Yeni yasal düzenleme ülkeye yabancı yatırım çekilmesi bakımından sektörün cazibesini kayba uğratır. Büyümeyi hedefleyen küçük oyuncuların gerekli yatırımı bulması da güçleşir.
Getirilen kısıtlama reklam pastasındaki büyümeyi yavaşlatacak
E-TİCARET sektörünün önde gelen isimleri, yeni yasayı yorumlarken reklam harcamalarına gelen kısıtlama üzerinde durdu:
– Net işlem hacimlerine göre üst limitler belirlenecek. Reklam ve ilan bütçeleri bu limitleri aşamayacak. Türkiye’nin reklam pastasındaki büyüme ciddi biçimde yavaşlayacak. Geleneksel medya bu durumdan önemli ölçüde etkilenecek.
Amazon örneğine işaret edildi:
– ABD’de Amazon dahil büyük platformlar toplam hacimlerinin içinde reklama ciddi pay ayırıyor. Amazon, ABD’de bütçesinin yüzde 4’üne yakın bölümünü reklama harcıyor. Bu yasa ile büyük oyuncuların reklam harcaması yüzde 2 ile sınırlandırılıyor.
Marka yasağının dünyada emsali yok
ELEKTRONİK Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Emre Ekmekçi, e-ticaret ile ilgili yeni yasanın marka konusunda getirdiği kurala işaret etti:
– Bu yasa, dünyada emsali olmayacak bir şekilde fiziksel perakendecinin işlettiği pazaryeri ile online’dan doğmuş firmanın işlettiği pazar yeri arasında ayırım yapıyor.
Kuralı açtı:
– Cironuzun yüzde 50’sinden fazlası fiziksel kanallardan geliyor ise kendi pazaryerinizde markalı ürünlerinizi satmanıza izin veriliyor. Ancak, cironuzun yüzde 50’si online’dan geliyor ise işletmiş olduğunuz platformda kendi markanızı satamıyorsunuz.
Ardından ekledi:
– Yasa, “e-ticaret hacmin yüzde 50’yi aşarsa artık kendi markanı satamazsın, bırakmak zorundasın” diyor. Bu, dijitalleşmeyi hedefine koymuş olan perakende sektörüne de yanlış mesaj veriyor.